Kitaplarda yer almış bir öyküdür. Üç arkadaştan söz eder. Derler ki: Binli yılların başlarında çağı etkilemiş üç İranlı vardır: Dünyayı gözlemlemiş olan Ömer Hayyam, dünyaya hükmetmiş olan Nizamülmülk ve dünyayı titretmiş olan Hasan Sabbah.

Amin Maalouf, ‘Afrikalı Leo’dan sonra bu defa Doğu’ya sihirli bir dokunuş yapıyor. İran’ın önde gelen isimlerinden Ömer Hayyam’ın ve Rubaiyat’ının çevresinde dönen, büyülü ve mistik bir dünyanın kapılarını aralıyor…

1072 yılında, Hayyam’ın Semerkant’a gitmesiyle başlayan ve 1912’de Atlantik okyanusunda son bulan uzunca bir serüven.

Maalouf, Doğu’nun ve Batı’nın kültürlerini en özgün şekliyle karakterlerde harmanlayıp, sizleri mistik bir yolculuğa çıkaracak. Okurken her satırda birbirinden ilginç bilgiler edineceksiniz. Bunun yanı sıra, Hasan Sabbah ve Alamut Kalesi hakkında bilinmeyen birçok bilgiye de sahip olacaksınız…

Hiç, bildikleri hiçtir, bilmek istedikleri hiç,
Bak da gör şu cahilleri, kurulmuşlar tepesine dünyanın,
Onlardan değilsen şayet sana kâfir derler adama
Boş ver onları Hayyam, sen bak kendi yoluna.

İyi okumalar…

READ  Günümüz Kitaplarının Yitik Malı: Tema ya da Başka Bir Deyişle Ana Fikir
Önceki İçerikGelmiş Geçmiş En Çarpıcı Filmlerden, Ağır Roman
Sonraki İçerikCehaletin Aşağılık Yüzü: Soraya’yı Taşlamak
Ben Gülsüm. Edebiyatçıyım. Yaklaşık bir yıldır 24Okur ekibiyle çalışıp, editörlük yapıyorum. Aynı zamanda felsefeye ilgim var.

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız