“Bu sergüzeştin neresindeyim, bilemiyorum. Kah kalkıyor, kah düşüyorum. Ölü şiirlerle yatıyor ve üşüyorum. Bilmiyorum acep var mıdır bu kör uykunun dibi.”

İnsan…

Ne derin, ne anlaşılmaz, ne korkusuz, ne kibirli bir mahluktur. Sevgisiz yaşayamayan ama sevmeyi de bir türlü başaramayan insan, doğanın gücü karşısında ne diye isyan eder?

Dünya var olduğundan beri katleden, merhametini kibrinin emirlerine amade eden, yıkan, yakan, tüketen ve yeniden inşa eden bu karmaşık mahluk, doğanın acımasız intikamı karşısında ne diye ah eder…

“Boş yere hayallere kapılıp şu insan denen yaratığa bel bağlamamalıydım. Çünkü, yüzyıllardır çözülemeyen acayip bir bilmeceydi insan. Derinlerden daha derin bir sırdı ya da, ucu bucağı olmayan, içi pisliklerle, içi eşsiz güzelliklerle dolu, alabildiğine karanlık ve karmakarışık bir evrendi. Öyle ki, onca kafa patlatmasına rağmen, binlerce yıldan bu yana kendisi bile çözemiyordu kendini…”

Çözemedik kendimizi, değiştiremedik dünyamızı, durum böyle iken vakit bulamadık sevmeye…

Bizleri bu denli öfkeye boğan, sevgisizlik miydi? Yeterince sevilmediğimiz için mi, kana boyadık yeşillerimizi? Ah insan; elleriyle felaketini yaratan akılsız yaratıcı… Dünyayı dar ettik kendimize, yetmedi bir başka hayata bulaştırdık lanetimizi. Biz, dünyadaki nimetlerin değerini bilen masum hayvanlar kadar da olmadık mı? Vay halimize! Öğrenmedik; bilgiyi reddettik, cehaleti seçtik ve yetmezmiş gibi çocuklarımızı da davet ettik pespaye dünyamıza. Yetmedi, bu zehirli güruhu terk edip aydınlığa koşan ve bize oradan ışık getirmeye giden aydınların yolunu kestik, onları da yok ettik. Ve ışıksız kaldık!

Doymadık. Rızkını elinden aldığımız mazlumun canına göz diktik. Kanını içtik o mazlumun kana kana… Zehir olsun! Peki, ne kadar sürecek bu döngü böyle? Yakıp, yıkıp, öldürüp, tekrar mı inşa edeceğiz her şeyi yeniden? Çıkalım bu karanlıktan, içimizde ve zihnimizde büyük bir devrim başlatalım! Biz yenelim bu defa kötülükleri. Dünyayı değiştirmeye gücümüz yetmeyebilir; biz kendi dünyamızın sahibi olalım ve değiştirelim bir an önce ters giden her şeyi…

READ  Kırık Radyomun Güzel Kadını 1
Önceki İçerikZAMANDAN HABERSİZ
Sonraki İçerikTürkler ve Hayat Ağacı
Ben Gülsüm. Edebiyatçıyım. Yaklaşık bir yıldır 24Okur ekibiyle çalışıp, editörlük yapıyorum. Aynı zamanda felsefeye ilgim var.

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız