Saygıdeğer Dostoyevski,
Size ilk defa geçen sene Moskova’daki
heykelinizin önünde seslenmiştim. O günden bugüne sizi anlamaya başladıkça size
saygım arttı. Sibirya ve Dresden hayatınız, tüm çilelerinize rağmen yazma ve
anlatma aşkınız sizi ve sizin gibi kaliteli yazarları örnek alan, yolunuzdan
ilerlemek isteyen talebeler için eşsiz birer örnek teşkil ediyor. İnanan ki
ilerlemek istediğimiz yolda ilerlememek için her şeye bahane bulabiliriz. Hayal
etmek güzel ama çalışmak zor. Hava açıksa insan gezmek, kapalıysa uyumak istiyor.
Gece az biraz dinlenmek ya da toplanmayan kafayı dağıtmak istiyor. Hastayken
iyileşsem de çalışsam derken iyileşince de sağlığın tadını çıkarayım önce
diyor. Sınav haftaları, yolculuklar derken bahaneler sağanak yağmur gibi
yağıyor. Sizin hayatlarınızdan aldığımız ilham ise birer demir şemsiye. Bugün
evinizi dolaşırken gözlerim doldu. Ruhunuzun hâlâ orada olduğunu hissettim. En
zor şartlarda bile siz böyle müthiş eserler vererek insanı insana anlatıp
insanın kendini bulmasını sağlamışsınız, var olun. Nasıl oldu da hayat kavgasına
boyun eğmeden ve dünyaya varlığınızı kaptırmadan konup, yazıp, göçtünüz
anlamaya çalışıyoruz. Kendini bilmeyen başka ne bilebilir ki Sayın Dostoyevski!
Ne güzel anlatıyorsunuz bizi bize. Ürettikleriniz tüketiciyi, hayatınız ise
yeni üreticileri besliyor. Ruhunuz şad olsun.
Saygı ve sevgiyle
Tüm azim ve hayal sahipleri adına…
keyifle okudum yorumunuzu,adını hiç duymamış birine bile ” ulan dur bakayım ,kimmiş bu Dostoyevski” dedirtecek kadar olmuş yani,tebrikler