15 C
İstanbul
Cuma, Kasım 22, 2024

19 Şubat-Bir Özgürlük Hikâyesi

Arabanın camından son kez baktım uçsuz bucaksız maviliklere. Kim bilir bir daha ne zaman kucaklaşacaktı gözlerim güneşin gövdesiyle. Kavurucu güneş yerini soğuk, ruhsuz duvarlara bırakmıştı çoktan. Uzun koridorlardan geçmeyi hiç bu kadar garipseyeceğimi düşünmemiştim. Her adım bir bilinmeze götürüyordu. Bu büyük siyah poşetler çöp torbası değil miydi? Ne işi var eşyalarımın onun içinde? Atacaklar mıydı acaba? Bu kapılar neden bu kadar büyük? Kimsenin çıkmasını istemiyorlarsa biraz daha küçük olamaz mıydı? Yoksa ardında sakladıkları mı bu kadar büyük yapıyordu onu? Açılırken bu kadar ses çıkarmasaydın keşke ey kapı! Ne acılara şahit oldun ki böyle bağırırsın her seferinde kim bilir? Niceleri geçti eşiğinden, nice yaşlar düştü mazgalına kim bilir? Nice özgürlükleri uğurladın kara toprağa kim bilir? Burada da mı hoş geldin deniyormuş yeni gelene? İnsan buraya nasıl hoş gelir? Hoş buldum demek gelmiyor ki içimden. Sudan çıkmış balık deyimi anlamlanıyor galiba yüzümde ki omzuma bir el uzatıyor en beyaz yüzlü olan. Şu yatağa yerleş istersen diyor sonra. Yutkunamıyorum. Korku değil şaşkınlık… Ölümü hep duyar da insan hiç ölmeyecek sanar ya kendini, işte öyle bir şey. Duvarlar anlamsız, bakışlar bomboş. Kulağımda yankılanan anlayamadığım sorular… Susarak verilen cevaplar… neden sonra kapı yeniden açılıyor bağırarak ve ruhu bedenden ayrılmış duvarlar bir kez daha geçiliyor. 10 dakikalık tanışma niyeydi ki o zaman? Neden bu kadar çok düşünüyorsun kendi kendine? Sebepsiz bir şey var mı kara toprağın üstünde hiç? Yine bağıran kapı ve bir öncekinin 3 katı sayıda çehreler. Uzun bir süre bakacağım çehreler… Belki de bakacağım son çehreler. Son nefes buraya düşecektir belki de kim bilir? O kapı da ne? Nereye açılıyor bu kapı? Maviliklere mi? Kim bilir güzel günler belki de bu maviliklerin arkasındadır. Ama neden bir dikdörtgene sığmak zorunda bu gökyüzü? Tel örgüler kanatmaz mı hem mavinin gövdesini? Anlaşılan her şey sadece biraz burada. Esaret de, özgürlük de…

READ  Bir Duruşun Portresi: August Landmesser
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Related Articles

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız

- Advertisement -spot_img

Latest Articles