Bir anda dilinin ucuna gelen ve günlerce oradan düşmeyen şarkılar vardır. Bu şarkıların mutlaka bir izi, mazisi vardır. Benim de ilk gençlik yıllarımın şarkısı olan bir parçadır ‘Hüzün Kovan Kuşu’. Düş Sokağı Sakinleri’nin 1999 yılında çıkardığı ‘Sevdan Bir Ateş’ albümünün muhteşem parçalarından yalnızca bir tanesi.
O zamanlar, Ankara Seyranbağları’ndaki evimizdeydim. Üzeri posterlerle dolu pembe bir duvarım vardı. Sırtımı o duvara yaslar ve kulağımda cd çalarla hayaller kurardım. En çok gelecek yaz tatilleri heyecanlandırırdı beni. Şiir kitaplarım vardı kitaplığımda. Ümit Yaşar Oğuzcan’ın ‘Acılar Denizi’ ilk şiir kitabımdı diyebilirim.
Ruh denilen mefhum hiç değişmiyor, şu an sosyal medya üzerinden insanlara ulaştırmaya çalıştığım şiirleri anlamayanlar keşke görebilseydi en eski hâllerimi. Defterlerimde, duvarlarımda, raflarımda hep mısralar eşlik ederdi bana. Ne okursam okuyayım arka fona müzik koyardım o zamanlarda. Hem en duygusal müzik hem en güzel mısralarla kendimi melankoliye bırakma alışkanlığım çok eskilere dayanıyor :). En rutin şarkılarımdan olan ‘Hüzün Kovan Kuşu’nda henüz 10 yaşında bir kız çocuğuyken ne bulmuş olabilirim şimdi düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. Ruh denilen mefhum, hiç değişmiyor olsa gerek ki ta o yaşlarda bile bu şarkının aynı kıtasına bağırarak eşlik ederdim.
“Dışım içimden gelir
Yani gölgem kendimden
Aşktır ölümden güzel olan
Bak ve gör yaşam düşlerdedir.”
10 yaşından başlayıp 31 yaşına kadar süre gelen 21 yıllık süreçte, dinlemekten hiç vazgeçmediğim bu albümün, en kıymetli şarkısına Cem Adrian yorumuyla rast geldim radyoda. Cem’in kendine has yorumu, bir tahta tıkırtısına bile can veren o muazzam sesiyle, ‘Hüzün Kovan Kuşu’ yeni bir form bulmuş.
“Hüzün kovan kuşu gelmiş
Gecenin yanağına konuvermiş
Ay tenli âşık şarkıma karşılık vermiş”
Peki senin hiç unutamadığın o şarkı nedir? Bu şarkıyı dinledikten sonra bizimle paylaşabilirsin. Sanatın her dalına bayılıyorum.
İyi dinletiler.