“İşte gidiyorum çeşm-i siyahım”
Bir yerlere gitmek, hoşuna giderse de orada kalmak için geldi sanırım insan.
Gidiyor muyuz?
Sevdiği bir yere götürülmüş, lunapark mesela, oradan da ayrılmamak için anne babasına yalvaran bir çocuk canlandı şu an zihnimin gözünün önünde.
Nasıl ikna edilebilir ki şimdi bu yavrucak?!
Sermayem derdimdir, servetim âhım!..
Maddi ve manevi olarak (mal) varlığımı düşünüyorum…
Ne eserler bıraktım? Hangi miraslara ‘kondum’?!
Dost beni bıraktı âh ile zârda!..
Bir âh edişinde bile ne kadar samimisin diye soruyorum şu an kendime. Başını önüne eğdi. Sesi kesildi hemen.
“Ötmek istiyorum viran bağlarda…” dedi minik bir kuş.
Korkmaz mısın yüreciğim/yavrucuğum o tür yerlerde şimdi sen?
“Güldün Mahzuni’nin berbat hâline!”
Varsın gülsünler!.. Biz seni biliyoruz.
Kendimle biraz daha konuşmama vesile olan türkü…