Üzerimdeki ince örtü kadar hafifti ellerin. Rüzgarda saçların uçuşuyor, nefesin yüzümü okşuyordu. Tenime dokunan sıcaklığın, güneş olduğunu çok sonra anladım. Halbuki ne güzel rüyaydı gördüğüm. Neden uyandım?
Onun olmadığı sabahlara bir yenisi daha eklendi bugün,
Hiçbir şeyin anlam taşımadığı günler çoğaldı takvimimde,
Solumdaki acı hükmediyor bütün bedenime,
Özlüyorum.
Zülfü Livaneli gibiyim işte,
“Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.”