“Hayalinizdeki hayatı yaşamanıza ne engel oldu? Başarmanıza ne engel oldu? Hangi inanç? Hangi davranış? Hangi duygusal alışkanlık? Size engel olan neydi? Yolunuza çıkan şey ne? Hak ettiğiniz hayatı yaşamanıza ne engel oldu?”(T.Robbins)
Yaşadığınız şu anda kendinizde değiştirmek istediğiniz şüphesiz bir şeyler vardır. Oysaki, genelde kendimizi değiştirmek yerine sürekli başkalarını değiştirmeye odaklanırız. Sürekli olarak başkalarının hata yaptığını, rahatsız olduğumuz davranışları çoğu zaman sadece ve sadece karşımızdaki kişinin sergilediğini düşünürüz. Bu durum bazen bilinçli, bazen bilinçsiz bir şekilde gerçekleşebilir. Bu hayatı yaşayıp fazlasıyla acı çekmiş ve yorulmuş biri olarak ben, size şunu öneriyorum;
‘’Herkesi değiştirmeye çalışma. Kendini ve bakış açını değiştir, böylece herkes değişsin.’’
Sevdikleriniz değişsin, dostlarınız, iş arkadaşlarınız, komşularınız ve sokakta gördüğünüz tanıdığınız, tanımadığınız herkes değişsin. Çünkü siz değiştiniz, artık aynı insan değilsiniz ve onlara artık aynı bakış açısıyla bakmıyorsunuz. Artık onlar sizi öfkelendirmiyor, eskisi kadar üzmüyor, hayata karşı enerjinizi düşüremiyor. Çünkü siz değiştiniz. Değişim, uzun zamanlarda gerçekleşmez bir anda oluverir. Şimdi, şu an karar verirsiniz ve yaparsınız.
Karar demişken, asıl aşamadığımız bir sorun da bu değil mi? Kendimiz gerçekten tek başımıza karar veremiyoruz. Basit bir alışverişte bile saatlerce düşünüp, bir ürün bile almadan çıkıyoruz. Peki ya hayatımızla ilgili ciddi kararlar alırken nasılız? Tam bir facia öyle değil mi? Hangi üniversiteyi okuyacağımız, kiminle evleneceğimiz… Hangi işte çalışacağımıza kaçımız istişare yaptıktan sonra özgür hür irademizle bir karar verebiliyoruz?
Bu, hayatında değişimden önce atman gereken en büyük adım olacak. Bu duruma öncelikle ufak ufak kararlar alarak başla. Canım bir şeyler içmek istedi; çay mı içsem, kahve mi? Bugün işe giderken otobüsle mi gitsem, arabayla mı? Bu tişörtü çok beğendim siyahını mı alsam beyazını mı? Tam da bu şekilde basit ufak şeylerden başla. Çünkü bu hayatı siz yaşıyorsunuz ve yapmak isteyip yapamadığınız bütün her şey ileride bir çığ gibi büyüyüp karşınıza çıkacak. Seçimlerinizin sonuçlarından bir gün memnun olmazsanız sizin yerinize karar veren insanları suçlamaya başlayacaksınız. Çünkü o sizin adınıza bir karar verdi ve o karar sonucu istemediğiniz bir durumla karşılaştınız, dolayısıyla o da sizin canınızı acıttı. Eyvah! Hemen onu suçlamalı ya da ona karşı öfkelenip ‘’Bak sen karar verdin böyle oldu!’’ demelisiniz öyle değil mi? Zaman içerisinde o insanlar bundan yorulup sizin sevginizi kaybetmemek için cevap verebilir ama her karar ve hüsran aranızı git gide açacak, aranızdaki iletişim sağlıksız ve acı verici bir hale dönüşecektir. Kendi kararlarınızdan kendiniz sorumlusunuz. Sonuçları ile baş etmeyi de bununla birlikte öğreneceksiniz. Unutmayın ki ‘’En kötü karar, kararsızlıktan iyidir.’’ Şimdi, değişim için ilk adım olarak ne yapacağınızı biliyorsunuz. Cesur bir şekilde karar alacaksınız ve küçük bir adım dahi olsa uygulayacaksınız. Siz şüphesiz ki bunu yapacak güçtesiniz!