Franz Kafka 137 yıl önce bugün, yani 3 Temmuz 1883’te Prag’da dünyaya gelmiştir. Hayatının hemen hemen her dönemini ne yazık ki “yalnız” olarak geçirmiştir.
Franz Kafka üniversite eğitimini hukuk üzerine tamamlamıştır. Yaklaşık bir yıl bir sigorta şirketinde çalışmış, fakat sigorta şirketinin çalışma saatleri 08.00-18.00 arasında olduğu için Kafka yazı yazmaya vakit bulamamış ve bu durum onu epey mutsuz etmiştir. Bu yüzden bu işten ayrılıp “İş Kazası Sigortacılığı Enstitüsüne” katılmış ve burada yazmaya daha fazla vaktinin olduğu kanısına varmıştır. Yani aslında bir yandan çalışıp bir yandan da bizleri o güzel eserlerinden mahrum bırakmamıştır.
Kafka bildiğiniz gibi hiç evlenmedi. Belkide bunun nedeni insanların onu zihinsel ve fiziksel olarak itici bulacağı düşüncesine kapılmasıdır. Fakat evlenmemesine rağmen çocuklara çok fazla değer vermiştir. Hukuk fakültesinde tanıştığı yakın arkadaşı olan Max Brod ise onun hakkında çok güzel düşüncelere sahiptir. Brod, Kafka’nın tanıştığı en eğlenceli insanlardan olduğunu düşünmüştür. Kafka ona göre tutkulu bir okurdu. Konuşması ona bir müzik gibi gelirdi. Kafka’nın ona göre en ayırt edici iki özelliği vardı. Bunlar: “mutlak doğruluk” ve “kesin dürüstlük”tü.
Yukarıda “yalnız” adam olarak nitelendirmiştik Kafka’yı. Babası ile aralarının da çok iyi olduğu söylenemez. Belki de en büyük yalnızlığı buydu. Ona gözünde babası, yalnızca toplumun takdirini kazanmaya çalışan “kötülüklerle dolu dış dünyanın içerideki temsilcisi” olmuştur. Şu sözü belkide içinde bulunduğu durumu bizlere çok net bir şekilde hissettiriyor:
Dünyadan kaçmak istiyordum. Çünkü babam bırakmıyordu beni orada, kendi dünyasında yaşayayım istiyordu. İşte o günden sonra ben de bu başka dünyanın yurttaşı oldum.
Kafka varlıklı bir ailenin çocuğu olmasına rağmen hiçbir zaman varlıklı bir şekilde yaşamamıştır. O zenginliğin düpedüz bir şey olduğunu, insana doyum sağlamadığını ve maddeye dönüşmüş bir güvensizlik olduğunu düşünür.
Kafka yazmanın yanı sıra geç de olsa sporla da ilgilenmiştir. Zamanla iyi bir binici, yüzücü ve kürekçi olmuştur. Hafta sonları arkadaşlarıyla beraber uzun yürüyüşler de yapmıştır.
Ne yazık ki bizlere güzel eserler bırakan insanlarda bir gün bu dünyadan göçüp gidiyorlar. Kafka, larinjeal tüberküloza yakalanmış, durumu da gün geçtikçe kötüleşmeye başlamıştır. Artık bu hastalığa daha fazla dayanamayarak 3 Haziran 1924 yılında hayata gözlerini yummuştur.
İyi ki doğdun güzel adam. Senin artık kocaman bir ailen var.
Okumak isteyenler için Franz Kafka’nın kitaplarından öneriler de bırakıyorum buraya.