Adalet Ağaoğlu, 23 Ekim 1929 tarihinde Nallıhan’da dünyaya gelmiştir. Dört çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu ve tek kız çocuğudur.
İlköğretimi Nallıhan’da tamamlamış, daha sonrasında Ankara’ya yerleşmişler ve liseyi Ankara Kız Lisesi’nde okumuştur. Yine Ankara’dan kopamamış ve üniversiteyi de Ankara’da okumuştur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuştur.
Edebiyata olan bu ilgisi aslında lise zamanlarına dayanmaktadır. Edebiyat hayatına önce şiirlerle başlamış, daha sonrasında oyun yazarlığına yönelmiştir. 1951-1970 yılları arasında TRT’de pek çok görevde bulunmuştur. Daha sonrasında Ankara Radyosu’nda da görev yapmıştır. Ankara Radyosu’nda görev yaptığı sırada dört arkadaşı ile beraber Ankara’nın ilk özel tiyatrosu olan “Meydan Sahnesi”ni kurmuşlardır.
Daha sonrasında 1954 yılında Halim Ağaoğlu ile evlenmiştir. İlk romanı olan “Ölmeye Yatmak”ı yazana kadar oyun yazarlığını sürdürmüştür. Yazdığı oyunlardan bazıları şunlardır: “Bir Piyes Yazalım”, “Çatıdaki Çatlak”, “Tombala”.
İlk romanı olan “Ölmeye Yatmak” edebiyat eleştirmenleri tarafından pek beğenilmemiştir. Hatta Adalet Ağaoğlu çok sert eleştirilere maruz kalmıştır. Ödül almaya başladığı bir dönemde yapmış olduğu bir konuşmada “Ben bu ödülü almak için kimsenin omzunu okşamadım.” demiş ve bunun üzerine birisi çıkıp “Ya nerelerini okşadın?” demiştir. Bu söyledikleri söz aslında genç bir kadının roman yazıp onu yayınlamasının ne kadar da yadırgandığını bizlere gösteriyor.
1996 yılında ciddi bir trafik kazası geçirmiştir. Bu kaza yüzünden 2 yıl hastanede yatmıştır. Bunun üzerine Can Yücel şunu söylemiştir:
Sen Türkiye’nin en güzel kazasısın.
Bu söz daha sonrasında Feridun Andaç’ın Adalet Ağaoğlu ile yapmış olduğu nehir söyleşi tarzında bir kitabın adı olmuştur.
Bir röportajında “Nasıl bir ömür geçirdiğinizi düşünüyorsunuz?” sorusuna şu cevabı vermiştir:
Yazarak yaşadım, hep severek yazdım. Yazmak için hep bir şey beni dürtüyordu. Yazmadan duramıyordum. Yazarak öğrendiğim kadar hiçbir şeyden öğrenmedim. Siyasal kısıtlamalar sonucu kitap kalıcıdır görüşüne inandım. Tiyatro yazarlığını da bundan dolayı bırakmıştım. Hayatım boyunca günlük tuttum. Edebiyatçıların olaylar karşısındaki tepkilerini günlüklerine yansıtması çok önemli. Günlükler, tarihi gerçekler açısından belge niteliği taşıyorlar çünkü. Sadece edebiyatçılar da değil, bence herkes günlük tutmalı.
Ve maalesef ki bu güzel insan bugün yani 14 Temmuz 2020 tarihinde çoklu organ yetmezliği sebebiyle hayata gözlerini yumdu. Bizlere bu güzel eserlerini bıraktığın için sana çok minnettarız. İyi ki tanıdık, iyi ki bu hayatta var oldun. Seni hiçbir zaman unutmayacağız. Saygı ve minnetle…
En kıymetli roman yazarlarımızdan Adalet Ağaoğlu’nu yazınla bir kez daha tanıdık ve andık. Çok üzgünüz. Türkçemize kazandırdığı her hikâyesi için minnettarız.