Bir gün bir masala uyanırsın..
Sabah olmuşta, nedenini bilmediğin bir enerjiyle uyanmışsın gibi. Yürürken herkes sana beğeniyle bakıyormuş gibi. Her zaman yaptığın yemeği yapmışsın, tadını herkes çok beğenmiş gibi.
Bu uyanışta seni korkuyla mutlu eden bir şeyler var. Hazırlıklısın düşmeye, ”Ne zaman böyle olsa bir şeyler olur.” diyorsun. Alışılmamış mutluluk bu. Ara ara uğrayan, ama çok kalmayan.
Düşünme! Ağlarken de gülerken de aklından çıkmayan “Neden?” sorusu yok olmuş gibi bir sabah.
Bilmediğin bir hayata uyanış bu. Elin ayağına dolaşıyor, bu özgürlük seni şaşırtıyor. Engel yok, zaten hiç yokmuş.
Güneş mesela, doğuyor her zamanki gibi, ama pencereden bakmak, hayatı görmek bugün aklına gelmiş. İnsanlar bir başka bugün. Herkes aynı ama kimsenin kamburu yok.
Sorular yok olmuş. Her adım attığında arkandan gelen elalem peşinde değil bugün.
“Oh hayat varmış..”
Sanki bu gün tüm tecrübelerinle yeniden doğmuşsun.
İçin içine sığmıyor, sevgi dolusun. Kendine bakıyorsun, en son ne zaman bu kadar güzel gözükmüştün? Aranızın bozuk olduğu alt komşu bile aklına gelmiyor, yeni yürümeyi öğrenmiş çocuk heyecanıyla pat pat yürüyorsun evde.
Öğreniyorsun işte. Ama o kadar çabuk öğreniyorsun ki, her şeyi yapabilirim diye düşünüyorsun. Sabırlı ol.
Öğrenceğin en önemli şey sabır. Olmuyor zamanı gelmeyince. Görmediğimiz tarihler var, dakikasına kadar bekletir seni.
Çok istiyorsun, elinden geleni yapıyorsun, mutlusun, umutlusun, belki çok da sabırlısın, hayatının merkezinde. Bu uyanış uzun sürmezse eğer, her şeyden vazgeçmen gerekiyor gibi, buralardan gitmen gerekiyormuş gibi acele saracak seni.
Sabahlar olmayacak, gece tüm kasvetiyle içinde doğacak ve sen çok güçlü hissedeceksin. Beklemesi gereken güç çıldırtır.
Öğrenmeni istiyorum ki, uyanış ve gece seninle kalmayacak. Kendi kuralları olan bu ikileme uyum sağlamalısın. Her şey dozunda olunca yararı dokunuyor.
Bir masala uyanış, bir kabusa uyanış hepsi senin pencerenin dışında. Ne görmek istiyorsun gözlerini açtığında?