Çatıdaki Çatlak’ın Çürüttüğü Tavan
“FATMA HANIM: O kadar tutturmaya çalıştım.
Sanki kilit taşı olmayan bir kubbenin altındayız. Bir
çürük tavanın. Bir yerinde bir çatlak var, ama nerede?”
(Ağaoğlu, 1969, 181)
Adalet Ağaoğlu, Çatıdaki Çatlak tiyatrosunda kadın problemini çeşitli yönleriyle ele alırken iyilik olgusunu da irdeler. Yazar bu olguyu irdelerken yardımlaşma, dayanışma gibi toplum tarafından erdem olarak kabul edilen davranışlar üzerinde durur. Toplumun sınıflandırması paralelinde yoksul sınıfa dahil olan insanlar bu erdemler peşinde koşarak yoksulluk seviyelerini artırırken, toplumun elit olarak da değerlendirilebilen diğer azınlık bölümü bu erdemlerin reklamını yapar. Toplumun sergilediği tutum sebebiyle de çatıdaki çatlak büyür. Adalet Ağaoğlu bu durumu kendi sözleriyle de ifade eder; “Yirmi dokuz milyona karşın bir milyon seyirci. Bu bir milyon seyirci, çürük tavan altındaki yirmi dokuz milyonu ölesiye kışkırtmakta. Ekonomik düzensizliğin var olduğu toplumlarda güzel günler cennete kalacak elbet.”
Ağaoğlu’nun eserin ismini seçerken göz önünde bulundurduğu temel sorun toplumun kabullerine ve ortaya çıkardığı sorunlara duyarsızlaşan bireyler olarak yorumlanabilir. Bu durumlara duyarsızlaşan her bireyin daha sonra farkına varacağı durum ise gölgesinde yaşam mücadelesi verdikleri bir çatıya hapsedilmiş olduklarıdır.
Adalet Ağaoğlu, Çatıdaki Çatlak oyununda toplumun yüz yıllardır tartıştığı kadın sorunsalının eleştirisini yapar. Bu eleştiriyi yaparken toplumun yarattığı kadın erkek ayrımından toplumun kadına yüklediği sorumluluklara kadar birçok konuya değinir. Adalet Ağaoğlu eserinde yaptığı eleştirileri temellendirebilmek için kadının karşısına erkeği de çıkararak okuyucuya iletmek istediği mesajı güçlendirir. Eğer tartışma halen sürüyorsa tartışılan konuda herhangi bir sonuca varılamaz, tartışma sona ermiş olsa dahi söz konusu bir gerçek olduğu öne sürülemez. Yazar, bu algı paralelinde eserini oluştururken toplumun yapaylaştırdığı ve yalnızlaştırdığı kadınların yine toplumun duyarsızlığı sebebiyle silik birer siluet olarak varlıklarını sürdürmeye çalıştıklarına dikkat çeker. Ayrıca Ağaoğlu eserinde, kadının sabırlı ve her zaman iyi şeyler düşünen bir yapıya sahip olduğunu da vurgular. Bu durum Murathan Mungan’ın “ummak ve beklemek kadınlığa verilmiş iki cezadır…” sözüyle paralellik gösterdiği gibi yazarın yaptığı eleştirinin de temelini oluşturur.
KAYNAKÇA
Ağaoğlu, Adalet, Toplu Oyunlar – 1 (Çatıdaki Çatlak), Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2009