4 C
İstanbul
Pazartesi, Kasım 25, 2024

Saudade

Yalın ayak yürüyorum

Ayağıma batacak parçaları umursamadan

Kırık kalbine

Nefesimi tutmuş

Kokunu ciğerlerime hapsetmiş

Müptelası olduğum cefanı yudumluyorum

Dilimde acı bir tat bırakıyor

Midem çalkalanıyor hunharca

Yumuşak bir karanlık geliyor

Korkusu okşuyor saçlarımı

Ve görünmez bir el çekiyor beni içeri

Damarlarını okşayarak hissedebildiğim

Güvenli, bir o kadar sadakatli

Parmaklarımdan değil, bileğimden kavrayıp nabzımı ölçüyor usulca

Dokunuşu karanlığın yumuşaklığına meylettiriyor

Damarlarımı titreten bir öpücük bırakıyor bileğime

Kirli kanım temiz kanıma karışıyor

Bileğime batan sakallarının açtığı deliklerden fışkırıyor

Nefesini soluyan kanım

Sıcak, ıslak ve kırmızı

Çıkmaz yolun sonundaki duvar, kanımı aşık etmiş kendine

Laf dinlemiyor, yavaşça süzülüyor

Biraz nazlı bizimkisi

İnce, uzun bir yol çiziyor önce

Ardından geleceklerden haberdar

İlk intiharı o yaşatıyor berduş bedenime

Kalbimden ufak bir titreme geçiyor, matemi ilk o tutuyor

Karanlık üşüşüyor kanımın başına

Ay doğuyor

Etraf aydınlanıyor

Bileğimdeki el yok oluyor

Sarhoş değilim ama bedenim sallanıyor

Başımda sancılı bir ağrı

Gürültülü bir yutkunuş deliyor boğazımı

Karanlığın yumuşaklığı yerini yanık kokulu rüzgarlara bırakmış

Saçlarımı aşık etmiş kendine, alıp götürmek istiyor

Söz dinlemez olmuş her biri

Kuvvetli bir uğultu kanatıyor kulaklarımı

Bir sevgi melodisiymiş gibi havalanıyor saçlarım

Başımdan her an kopacak kadar güçlü bir aşkla bağlanmışlar rüzgara

Esaretin savruluşuna sevdalanmışlar

Bir damla çarpıyor saç diplerime

Islaklığını hızla emerken içim titriyor

Ardından bir başkası damlıyor

Sonra başkası

Duyan geliyor

Yağmur hırçın

Hoyrat

Aceleci.

Rüzgar uslu

Suskun

İtaatkar.

Gözlerimi kapayıp sevdanın cesedini kokluyorum

Islak toprak kokuyor buram buram

Çok geçmeden şiddetle düşüyor yağmur yeryüzüne

Dövüyor kaldırımları

Sokak lambasını cızırdatıyor

Korkutmak istiyor beni, biliyorum

Korkuyorum da!

Bedenimden süzülmesine izin veriyorum

Başımı önüme eğip kabulleniyorum

Emrini yerine getiriyor

READ  Açlık Yağmurları

Çok değil, az sonra ulaşıyor amacına

Durmadan akıyor

Bir ninni gibi yakıyor kulakları

Saçlarımı okşayan eller

Bedenimi ısıtan kollar

Sırtımı yaslayacağım sırt

Yükümü taşıyan omuzlar

Yok.

Küs mü bana?

Kızgın mı?

Yoksa daha beteri de bana mı söylemiyorsunuz?

Kırgın mı bana?

Kalbinin çatırdayışını nasıl duymadım?

Nasıl açtım dilimin kilidini?

Nerede benim dudaklarım?

Neden dinlemiyorlar beni?

Onlar da mı itaat etmiyor bana artık?

Hemen kurtulmalıyım onlardan!

Ya da öğretmeliyim

Evet, evet bunu kesinlikle yapmalıyım!

Ama önce,

Uyanmalıyım.

Hilal Gülen
Hilal Gülen
İçine dünyaları sığdırdığınız yumruk kadar kalbinizin kırılışı bir "si" notası. Solfejdeki en ince ses. Ben bunu bir bercesteye işliyorum.

Related Articles

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız

- Advertisement -spot_img

Latest Articles