Ormangülüm, bu çağda olan biten olumsuz olaylar ve bunların sayıca çokluğu yüzünden insanların kendilerine ve sevdiklerine olan inancı, şefkati zedeleniyor. Medyanın her gün önümüze çıkardığı akıl almaz, vicdan yoksunu kötü haberler insanların birbirine gösterdiği iyi niyete kast ediyor. Birbirine samimiyetle yaklaşmak, güzel işlere destek olmak, sevdiklerine dayanak olmak aranır hale geliyor bu çağda.
Kimse sevdiğine kötücül yaftalar yapıştırmayı istemez. Kimse sevdiğine merhametsiz demez. Bencil, hırsız, vicdansız diyemez. İnsan hayatına dahil ettiği insana bunları yakıştırabilir mi? Ormangülüm, sevdiğinin dünyaya kötü bir iz bırakacağına kim inanır? Nasıl inanılır?..
Yine de yaşadığım şu çağda herkes herkese potansiyel suçlu olarak bakıyor. Sana sırtımı yaslıyorum diyenler arkalarına da bir çift göz iliştiriyor artık. Kimse kimseye tam olarak güvenemiyor. Oysa birini sevdiğinde ondan emin olursun. Sevmek, “Elinde imkan olsa da bana zarar vermeyeceğine inanıyorum.” diyebilmektir.
Her gün onlarca kötü olaya şahit tutulmak yoruyor bizi. Ruhumuz parçalanıyor. Günün sonunda ise ruhumuzun parçaları bizi incitenleri değil, en yakınımızdakileri yaralıyor. Adeta bir zincire dönüşüyor bu durum. Her birimizin dağılan bir parçası bir başkasının kalbinde bir çizik bırakıyor..
Yaşanmış bunca kötülüğe, hüzne, ayrılığa, yanlışa rağmen; dökülmüş onca göz yaşına, söylenmiş acı sözlere rağmen ben, kendimi hayata açıyorum. Yaşamayı göze alıyorum. Yaşamın mayası budur. Yaşamak, gövdende siyahı ve beyazı birlikte taşımaktır. Her yara aldığında dünyayı daha karanlık görenlerin aksine ben her yara alışımda daha aydınlık olanın peşine düşeceğim. Siyahla tanıştım diye beyazın varlığını inkar etmeyeceğim. İçinde bulunduğum çağın ve çarkın dişlerinde sıkışmış insanların tersine sevginin gücünü anlatacağım hep.
Ormangülüm, insan yaralarıyla ve yaralarına rağmen gülümseyen gözleriyle güzel. Yaralarına rağmen kendini hayata açabilmeni, yaralarına rağmen gözlerinle gülebilmeni diliyorum. Her çağın en iyi ilacının sevgi ve merhamet olduğuna inanıyorum.