Sessiz ve sakin bir ormanın girdabındayım
Usul usul yağıyor yağmur
Usul usul indiriyor içinin levhini
Kana kana içiyorum hüznün damlalarını
Kanaya kanaya şahit oluyorum toprağın ıslanışına
Üstüm başım tarumar, incinmekli
Göğsümde bir alev sıçramaklı
Başımda güçlü bir ses yankılanmaklı
İçimde; verdiğim savaşlar saklı
Dışımda; panjurlu, sisli pencereler ağlamaklı
Birkaç satır, birkaç dize…
İçimde neyim var ise hepsini harcadım beyaza
Yüreğimde neyin ezgisi var ise, dansa kaldırdım
Havanın aydınlanmasıyla sağanak oldu yağmur
Tekrar şahit oldum toprağın nefis kokusuna
Söyle bana derttaş;
Her gönül yangınını kendi söndürebilir mi?
Her şiir sadece kendine mi yetebilir?
Ya da kendini kimlere yetirebilir?..
Şiirle kalalım vesselam…
İçimde neyim var yok burdayım bir şiir vesilesiyle… Ah derttaş. Selamını aldım verdim.
İçimizdeki güzellikler daim olsun, ebedde bizi karşılasın.. Teşekkür ediyorumm Mervecim ?