Gönlüm bu yağmurlu gecelerde senin kahverengi toprağında yemyeşil çimenler açabilmek için direniyor. Hayata dair umutlarım en çok da böyle gecelerde filizleniyor. Kuşluk vaktinde geceden hafif açık kalmış penceremden gelen buram buram toprak kokusu zihnimin derinliklerinde gün doğmasına sebep oluyor, tüm benliğimi ele geçirmiş olan korkularımı tek tek savuşturuyor. Sanki güneş odamda doğuyor. Penceremin önünde kuş cıvıltıları, yastığımda geceden birlikte uyuduğum kedimin patileri bana bu hayatın acılarla birlikte mutluluklara da gebe olduğunu hatırlatmak istiyor sanki. Huzur dolu sabahları özlemenin verdiği hüzün yatağa bastırıyor bedenimi. Vuslat saati belli olmayan bir sevgiliyi bekler gibi bekliyor bedenim üzerindeki yorgunluğun gitmesini. Soğuk havanın vücuduma nüfus etmesiyle yorgun bedenim kendisine geliyor. Ardından da neler getireceğini bilmediği sürprizlerle dolu bir gün için yavaşça hazırlanmaya başlıyor…