Beş yüz milyon yıl kendimle savaştım. Kendi kendime iyiyi, kötüyü ayırdım. Bazen de istemeden harmanladım. Takatim kalmayınca insanlardan sıyrıldım. Acılarını hissettim, adeta mıknatıs gibi çektim. Sevinçleri beni görünce hep karşı kaldırıma geçti. Çoğu zaman anladım onları. Kimseyi kimseden ayırmadım. Şimdi mecburi yalnızlığın ortasında tanıdık gelen öz silüetimle kaldım. İmdat naraları atıyorum etrafıma. Uyumda güçlük çekiyorum. Şiirler yazıyorum durmadan. Bazen denizin mavisini gökyüzüyle harmanlayıp önüme ucuz bir tepside sunuyorum. En çok da kendim oluyorum. Sanırım bu yüzden yalnızlaşıyorum. Yirminci yüzyılın altın kuralı olan sahteliğe meydan okuyorum.