8.7 C
İstanbul
Cumartesi, Nisan 19, 2025

Başucu niteliğinde bir kitap: Bilinçli Genç Olmak / Var Mı Beni Anlamak İsteyen diyen gençler, ebeveynler ve eğitimciler için

Kitap İncelemesi: “Var Mı Beni Anlamak İsteyen” – Prof. Dr. Nevzat Tarhan

“Dünya değişiyor.
Diğer gençler gibi, sen de ailenden çok daha farklı bakabiliyorsun dünyaya…
Ebeveynlerin ve öğretmenlerinle ufak tefek tartışmalar yaşaman çok normal.
Özgür olmak istemen, gelecek hakkında kaygılanman, teknolojiye kolayca adapte olman gayet doğal…
Çünkü anlaşılmaya ve anlamaya ihtiyaç duyuyorsun.
Seni duyuyorum ve seni gerçekten anlıyorum…”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın kaleme aldığı “Var Mı Beni Anlamak İsteyen” kitabı, ilk olarak sekiz baskı yapmış ve ardından, son olarak 20. baskısıyla okurlarla buluşmuş bir eserdir. Kitap, insanın içsel dünyasına dair derin bir bakış sunuyor, özellikle gençlik dönemiyle ilgili kaygıları, aile-çocuk ilişkilerini ve toplumsal bağlamda kişisel sorumluluğu ele alıyor. Kitabın başlığındaki her bir kelime, okuyucuya anlamlı bir şekilde dokunuyor. Okuduğunuzda, “Beni anlayan biri var mı?” sorusunun cevabını almış gibi hissediyorsunuz; yalnız değilsiniz, çünkü gerçekten anlaşılmak, çoğumuzun içsel arzusudur.

Kitap, hayata dair dersler sunuyor ve dönüp dönüp tekrar okunacak bir nitelikte. Altını çizmediğiniz bir cümle, bir paragraf yok. Okudukça daha çok anlıyor, öğreniyor ve bilinçleniyorsunuz. Şimdi, kitaptan en sevdiğim alıntıları sizlerle paylaşıyorum:


“Başarı da ayrıntıdadır, şeytan da…”

Hayatın inceliklerinde başarıyı ve başarısızlığı anlamak, her zaman ayrıntıların içinde gizlidir. Her başarının arkasında, fark edilmeyen ama çok önemli olan bir ayrıntı bulunur. Ve aynı şekilde, başarısızlık da bazen küçük bir ayrıntıyı gözden kaçırmakla gelir.
“No pain, no gain” yani “çile yoksa kazanç da yok”. Bizdeki “zahmetsiz rahmet olmaz” sözüne denk olan bu İngilizce deyişi aklından çıkarma. Hayat, mükâfatını zorluklara tahammül edenlere verir. Başın dik dolaşmak ve onurlu yaşamak istiyorsan, emeğinle kazanmaya çalışmalısın.


Mevlâna “Elinde olsun ama gönlünde olmasın” diyor.
Çok şeye sahip ol ama onlar sana sahip olmasın.

READ  Eğitim ve Öğretmen

Bu sözü okuduğumda, sahip olduğumuz şeylerin hayatımızdaki gerçek yerini tekrar sorgulamak istedim. İnsan, sahip olduklarıyla mutlu olmalı ama bunlar ona sahip olmamalıdır. Zenginlik, güç ya da prestij arayışında kaybolmamalıdır insan. Gerçek zenginlik, ruhsal huzurdur.


Değiş ama başkalaşma.

Hayatın en değerli yolculuğunun, kimliğini kaybetmeden değişim süreçlerinden geçtiği noktada başladığını hatırlatıyor bu alıntı. İnsan, değişmeli ama özüyle barışık kalmalı.
Neyzen der ki: “Kalkın ey ehl-i vatan dedik kalktık, bir baktık ki kalktığımız yere başkası oturmuş.”
İnsanlara güven ama kendini kullandırtma. Güven kural, güvensizlik istisna olsun. Yani, başkalarına güven duymak önemli ama kendinizi onlara teslim etmemelisiniz. Bu, kendi içsel gücünüzü korumanın yoludur.


Aldıklarımız değil, verdiklerimiz bizi yüceltir.
Alabilmek için değil, verebilmek için çalışanlar sosyal sermayelerini artırırlar. Başarı alabilmekte değil, verebilmektedir. Yardımlaşma sevgi dillerinden birisidir, davranışsal sevgidir. Başka bir deyişle sevmenin davranışıdır. Sözde değil, özde sevgidir.

Bu alıntı, bir insanın karakterini en iyi şekilde tanımlayacak cümlelerden biridir. Hayat boyunca, aldıklarımızın değil, başkalarına sunduklarımızın, verdiğimiz değerlerin kalıcı olduğunu unutmamalıyız. Yardım etmek, sadece maddi değil, manevi bir değer taşır ve ancak bu şekilde, gerçek anlamda insan olabiliyoruz.


Başarısızlık yoktur, sonuçlar vardır.
Uçurtmaları uçurtan rüzgârın gücü değil, yükseklerde iken uçurtmanın o güce karşı koyma kapasitesidir. Kaybetme riskini göze almazsan, kazanamazsın.

Başarı ve başarısızlık arasındaki ince çizgi her zaman vardır. Bu alıntı, insanın başarısızlıklar karşısında nasıl dik durması gerektiğini anlatır. Başarısızlık aslında bir sonuçtur; bunu kabullenmek ve yeniden denemek, başarıyı getiren asıl güçtür.


Bir günlük mutluluk istiyorsan eğlen, ömür boyu mutluluk istiyorsan insanlara yardım et.

Ömür boyu sürecek gerçek mutluluğun, insanlara yardım etmekten geçtiğini anlatıyor bu cümle. Kendimizi başkalarına adadığımızda, hem içsel huzuru hem de toplumsal huzuru yaratıyoruz.

READ  Ali Faik Bak: Çekin Elinizi Yüreğimden; Bir Öğretmenin Hatıraları

Ancak insanın iyiyi-kötüyü tanımadan hayatı anlaması mümkün değildir.
Bazı şeyleri ancak yaşayarak öğrenirsin. Deneme yanılma pahalı bir yöntem olsa da ebeveynin bu riski almalıdır.

Hayatın anlamı, bazen hatalarla, bazen zorluklarla şekillenir. Bu, insanın büyümesinin, olgunlaşmasının kaçınılmaz bir parçasıdır. Deneyimler, insanı hem daha güçlü kılar hem de hayatın derinliklerine götürür.


Anne-babaların sıklıkla savunduğu “sana güveniyorum, ama çevreye güvenmiyorum” yaklaşımı da gerçekçi değildir.
Zaten sözün kendisi bir mantık hatasını barındırır. Annen baban sana güveniyorsa senin güvenilmeyecek kişilerle arkadaşlık kurmayacağını da bilmelidir.

Çocuk yetiştirme anlayışındaki önemli bir noktayı vurguluyor Prof. Dr. Nevzat Tarhan. Ebeveynler, çocuklarına güvendiklerinde, onlara gerçekten güvenmelidir. Güven, karşılıklı olmalıdır. Çocuklarının çevresine güvenmemek, onların potansiyelini sorgulamak demek olabilir.


Dövmese de davranışlarıyla öğrencilerin ruhunu yaralamaktadır.

Eğitimdeki başarının sadece fiziksel değil, manevi boyutunun da ne kadar önemli olduğunu anlatan anlamlı bir cümle. Öğretmenlerin ruhsal etkisi, öğrencilerin gelecekteki başarılarını etkileyebilir.


Ümidini kaybedersen her şeyini kaybedersin.

Umutsuzluk, hayatın en büyük düşmanıdır. Umut, insanın hayatta kalmasını, gelişmesini ve ilerlemesini sağlar.


Hz. Ali’nin çok güzel bir sözü vardır:
“Çocuklarınızla 7 yaşına kadar oynayın, 7-15 yaş arasında arkadaş olun, 15’inden sonra istişare edin, onlara danışın.”
Hz. Ali, 1400 yıl önce söylediği bu sözle aslında bugün ideal aile olarak tanımlanan aile tipini öğütler.

Bir ailedeki iletişim, her yaşa uygun olmalıdır. Çocuklarla güçlü bir bağ kurmak, onları anlamak ve desteklemek, sağlıklı bir aile yapısının temelidir.


Zaman, insan hayatının en önemli sermayesidir.
Para kaybedildiğinde tekrar kazanılabilir, ama zamanı geri getirmek hiçbir şekilde mümkün değildir.

Zamanın kıymetini bilmek, hayatın en önemli derslerinden biridir. Para kaybedilebilir, fakat zaman bir kez geçtiğinde geri getirilemez. Zamanı doğru kullanmak, hayatın anlamını en iyi şekilde idrak etmek demektir.

READ  Paraları Değil de Kendimizi mi Harcadık?

Kitap, yaşamın her alanında derinlemesine düşünmeye, anlamaya ve öğrenmeye teşvik ediyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın bu eseri, sadece bir psikoloji kitabı değil, aynı zamanda yaşamın anlamını ve insan ilişkilerinin derinliklerini keşfetmek için bir rehberdir. Kendi yolculuğunuzda size ışık tutacak bu kitabı, şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum. Şimdiden keyifli okumalar!

 

 

ŞeymaNur Sevinç
ŞeymaNur Sevinç
Az buçuk yazan, çokça okumaya çalışan bir fani.

Related Articles

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız

- Advertisement -spot_img

Latest Articles