Adım Kudüs Benim
Kubbesi sarı,
Göğü mavi,
Yeryüzüne bedel bir şehir,
Kalplerde sessiz çığlık,
Gözlerde hüzün,
Toprağında kan,
Damarında iman,
Bir hüzün şehri,
Kudüs’üm ben.
Sabahında bombayla uyanan,
Akşamında sela ile uyuyan,
Namazında kurşunla vurulan,
Ölümün şehri,
Kudüs’üm ben.
Bayramlık yerine kefen giyen çocuklar,
Namazını kılarken şehit düşen insanlar,
Babasını mezara koyan evlatlar,
Acının şehri,
Kudüs’üm ben.
Bir zamanlar barışın sesi yükselirdi buradan,
Şimdi sesiz çığlıklar yankılanır her köşede,
Minarelerden yükselen ezan,
Yürekleri titreten bir davet,
Ama ne yazık ki, o ezan artık yalnızca
İnleyen bir kederi fısıldar geceye.
Çocuklar ölürken susan dünya var,
Müslüman diyerek saldıran düşman var,
Elindeki taşla düşman kovalayan imanım var,
Adım Kudüs soyadım Cihad benim.
Yüreğimde kırık dökük taşlardan inşa edilmiş duvarlar,
Ve her bir taşında bir hatıra var,
Bir anı, bir dua, bir kan damlası,
Her adımda özlem, her adımda acı,
Kudüs’üm, senin her bir sokağında
Bir tarih yazılı,
Bir ümmetin kaderi seni bekler,
Bazen kurşunla, bazen dua ile…
Her sabah orada, yeni bir umut doğar,
Ve her akşam, o umut,
Biraz daha kaybolur gökyüzüne.
Her köşe başında bir dua,
Her duvarda bir yıldız,
Kudüs’üm, senin her noktanın
Gözlerimdeki ışıltıdan daha değerli,
Her köşe başında bir hatıra,
Ve her hatırada bir yara…
Ama sen yılmazsın,
Ve her yara sana daha da güç verir,
Her bir kurşun, her bir acı,
İmanını daha da kuvvetlendirir,
Adım Kudüs, soyadım direniş benim.