“Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü…” böyle bir soğuk havada bu şiirle içimizi ısıtmalık mis kokulu bir gün. Bir aralık huzur da verir-miş inandım.
“Kim mutlu edebilir seni? Sen hazır değilsen? Başkasıyla gelen mutluluk başkasıyla gidecektir. Kendi kendinle mutlu ol benden sonra bir aralıkta da.”
Son görüşmemizde son sözümüz bu olmuştu Kasım Abi’yle. O bir aralıkta duygusallığım tuttu işte.
‘Duyguları yaşamaya izin vermeliyiz.’ değil o. ‘Duygular varlıklarıyla bizim yaşamamıza izin veriyor.’ sırayı karıştırmamak lazım Çocuk Hanım, derdi. Tabi şimdi yanımda olsaydı. Evet aynen bunu derdi dostum.
İstanbul’da cadde ve sokak aralarında yürürken birden durup geriye bakıyorsunuz. O kadar yoğun güzel bir koku bulutu içinden geçtiğinizi fark ediyorsunuz ki; acaba bir parfüm aracı devrildi de taşıdığı ürünler etrafa mı saçıldı diye düşünüyorsunuz.
Hayır böyle bir şey olmadığını fark ediyorsunuz… Kış mevsimine girdik ya(!)
Ihlamurun yeri ayrıdır bende… Kış ayında en yakın dostumun biri de ıhlamur. Kavanoz içinde evlerin “Nöbetçi Eczanesi” halinde raflarda durabiliyor. Demlenmiş bir şiir kalıp bozulmuyor. Bir aralık mutlu olmak için hazırım ıhlamur çayımı hazırlarken şimdi.
“Pencereden kar geliyor aman annem,
Gurbet bana zor geliyor…” dedim dinledim diye midir bilemem?
“Bazı insanlar bazı insanlara şifadır. Allah şifamızı versin.” diyen annem, memleketten ıhlamur yollamış. Bir de şu notu eklemiş:
“Bir Aralık mutlu son yaz bu yıla.”
Ne diyeyim anneme şair demiş benim yerime de:
“Kesin bir gün belirtemem, n’olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.”
Bir aralık hak edene hak ettiğini veriyormuş dediler bana. İçim rahat biraz olsun.
Çocukken, bir şey istediğinde alamadığını mı öğrendin? Başkalarının isteklerinin seninkilerden daha önemli olduğunu mu öğrendin? Bir şey istemediğini söylediğinde; karşındaki üzüldüğünü kırıldığını veya sana kızdığını mı gördün? Ya ihtiyaçlarını söylemene rağmen duyulmaya duyulmaya susmayı mı öğrendin?
Şimdi bir yetişkin olarak; kendi ihtiyaçlarına, tercihlerine ve seçimlerine sahip çıkabileceğini hatırlat kendine. Buna hakkın olduğuna sen ikna olursan karşındaki zaten olur.
Ben ikna oldum Çocuk Hanım. Büyüdük. Demlendik.
“Ihlamur düz kenarlı ve yürek biçiminde yaprakları var. Yürek biçimli yapraklar kışın dökülüyor çünkü ıhlamurun cinsi böyle, yaprak döken ağaç. O kalp döküyor tıpkı hayatın kendisi gibi.” demişti babam.
Bazen bütün kalpler yerinden sökülmüş olmuyor mu?
Kalpsiz tohumlar haline gelinmiyor mu?
Kendi kendime konuşmaya, sorular sormaya başladım işte… “Bir aralık bakarım, bir aralık yaparım, bir aralık ilgilenirim.” cümlelerine nokta koymadıkça sert bir kış geçirecek-miş gibi yüreğimiz… Noktayı kalbinize değil, yapmayacağınız cümlelerin sonuna koyanlardan olalım da kar gibi temiz kalalım bari. Yılın son ayki sayfası temiz güzelliklerle beyaz kalsın bari.
Ömrümüzde kim bilir her birimiz kaç baharı geride bıraktık; ama hâlâ büyük bir özlemle en güzelini yaşama arzusuyla nefeslerimizi ufuktaki o bahar için alıp vermeye devam ediyoruz. Devam ediyorum lapa lapa barışıklığımla, sevgiye bağışıklığımla. Hayat o kadar hızlı yaşanıyor ki çoğu kez mevsimlerin gelişini, gidişini dahi hissedemeyecek kadar bizi körleştirebiliyor. Yüreğinin soğuduğuduğunu ya da içinin ısındığını hisseden insan şu 12 ayın halini mi hissedemeyecek (!)
İnsanlar tabiata ilgisiz. “Vay be kış gelmiş diyor, haberimiz yok” ahvalinde(mi)yiz? Tabiat doğru yolu izliyor da insanın tabiatı bir ilginç.. Vay be çayımı yudumlarken “Mevsim de ömür gibi gelip geçiyor işte!” diyorum.
Ne aralık ama… Sıcacık mis kokulu kahvelerde, cama vuran yağmur seslerinde, ışıl ışıl yeni yıl telâşında. Ruhumuzu ısıttık, döndük kendimize, en derinde kendimizi bulduk. Ömür bir ıhlamur kokusu… dedirtti bana.
Şu sıralar her günümüz ayrı bir acının dikenli bağcıklarıyla önümüze geliyor. Yataktan kalkıp sokağa çıkana kadar kaç baharın bittiğini sonradan öğreniyoruz.
İyi bir şey yok mu bir aralık?
Var, “Ihlamurlar çiçek açtı!” diyorum sana.
Biraz dokunaklı çay keyfinde
Tebessüm ediyorum bu “Dokunaklı çay keyfi” yorumunuza hocam. ? Kış gelse de ıhlamur gibi hoş kokup güzellikler ve şifa saçalım, diyorum. ?