Evet, neydi aşk? Güllerin arasında esen bir rüzgar, hayır, kanda bir sarı fosforlaşma.
Bazılarınız onu “Açlık” kitabıyla tanıyor olabilir , bugün size bir diğer eseri Victoria’dan bahsedeceğim. Knut Hamsun zorluklarla dolu yaşamına çok sayıda nadide eser sığdırmış. Asıl ismi Knud Pedersen olan yazar, henüz çok gençken yazmaya başlamış, on sekizinde...
Victoria 1920 Yılında Nobel Edebiyat ödülü almış bir roman. Gelelim kitabın içeriğine. Ah Victoria ah diyerek okudum kitabın tamamını. Kitap, ismini romanın başkahramanlarından olan Victoria’dan alıyor. Burada ilginç bir bilgi vermek istiyorum; yazarın kızı da ismini bu kitaptan alıyor. Victoria özünde bir aşk romanı ancak o bildiğimiz aşk romanları gibi değil pek. Bu düşünceye sahip bir ben olamam , bakın Alman bir kitap eleştirmeni ne diyor;
“Günümüzün çok, pek çok eseri zamanla toz toprakla örtülse, unutulsa, Victoria yaşayacak, yarınlarda da genç sevdalıların dostu, sırdaşı olmaya devam edecek…”
Kitap genel itibariyle akıcı bir dile sahip, hangi ara bittiğini anlayamayacaksınız. Kim okursa okusun, mutlaka kendinden bir şeyler bulduğu yerler olacağına inanıyorum . Victoria tabiri caizse imkansızlık üzerine kurulu bir roman. Bir değirmencinin oğlu olan Johannes’in Şatoda yaşayan güzel kız Victoria’ya gönlünü henüz çocukken kaptırmasının öyküsü. Kitap hakkında çok fazla bilgi verip okuma isteğinizi kırmak istemem. Okuyun, hissedin sonra beraber konuşalım 🙂
Kapanışı kitaptan güzel bir alıntıyla bitirmek istiyorum.