İki gün önce, bunca zaman nasıl bu güzel şiiri ve besteyi daha önce keşfedemedim diyordum kendime. Sizlerle de paylaşmak istedim…
12 Ocak 1905 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Türk yazar, şair, düşünür ve öğretmenimiz Hüseyin Nihal ATSIZ’a ait bir şiir bu.
Aşkın çok farklı ve yoğun bir halini gördüm bu şiirde.
Türk tarihi alanında çokça eser kaleme almış birinden böyle gönle hitap eden bir konuda şiir görmek beni şaşırtmadı değil açıkçası.
Ve bu değerli aşk adamı da 11 Aralık 1975 tarihinde aramızdan bedenen ayrılmak zorunda kaldı.
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
İnsanın içini aşk ateşiyle yakan o gözleri aşığın yüreğiyle görmek lazım sanırım böyle tutuşabilmek için.
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Yanmaktan korkmamak böyle bir şey olsa gerek.
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse…
A evet, gözlerinin rengini de öğreniyoruz Leyla’mızın… Ama sanırım göz rengi farklı olanlar da üzerine alınabilir bu şiiri.
Şiirin devamını siz değerli okuyucularımızın merakına bırakıyorum.
Ve Osman ÖZTUNÇ’un güzel yorumuyla bu şiirimizin bir bölümü…
Evet bunu demek bizim gibi çıraklara düşmez ama eşsiz bir şiir. Kalite ve duygu kokuyor Atsız’ın şiiri.