Tek kelime ile ne çok şey ifade ediyorduk aslında ‘haklısın’ diyerek. Her bir harfine geniş manalar yüklüyorduk. Her bir harfi ile anlatmak istediğimiz onca şeyin üzerini örtmeye çalışıyorduk.
H…
Haklısın, hayatıma yalnızca kendi gözünden baktığın için haklısın.
A…
Anlamanı beklemiyordum lakin ufak da olsa bir umudum vardı, anlattım.
K…
Kaldı ki anlayabileceğini sanmak benim kabahatim. Yaşamadın ki sen, yalnızca dinledin. İnsan dinleyerek yaşayanın duygularını nasıl anlayabilirdi.
L…
Lüzumu yok uzun uzun cümlelerin, uzun uzun izahların. Ne de olsa kelime kalabalığı görüntü kirliliği yapacaktır ‘yaşamayanın’ indinde.
I…
Issız bir köşede yalnızca kendime anlatmam gerekenler var. Seni de ıssız köşeme çekmeye hacet yok.
S…
Sanma ki sana dargınım. Bilakis hak veriyorum. Bilakis yaşadıklarımı gönlüne koyamayışına, ‘empati’ deryasından nasiplenemeyişine hak veriyorum.
I…
Işığını yitirmiş geçmişimin de, karanlıkta iz bulmaya çalışan geleceğimin de sizden hiçbir beklentisi yok.
N…
Naçizane halim dermansızlığımın eseri. Naçizane çabam içimdeki hengâmenin çaresizliği.
Haklıydınız, cümle âlem haklıydı. Bu acıyı veyahut bu sevinci benim yerime kimse hissedemeyecek, yüreğime dokunamayan cümleler kuracak, kimse zaten beni anlamayacak, kendisine göre anlam yükleyecekti tüm yaşananlara. Dargın değilim, yorgunum. Uzun anlatışlarımın dermanı kalmadı artık. Bu vakitten sonra tek kelimelik cümlelerimin harici hüküm süremeyecek. Cümle kurmak istesem dahi kelamlarım bir araya gelemeyecek. Bu sebeple ardına sığındığım tek bir kelime olacak ‘haklısınız’.