Neden mutlu olmak için bir sebep arıyoruz ki? Aynaya bakmamız yeterli bence. Sahi, hiç göz kapaklarınızı incelediniz mi?
Ne işe yaradığını sorguladınız mı? Veya ağzınızın içindeki tükürüğün yokluğunu düşündünüz mü hiç?
Dolayısıyla hiç bunlar için şükür de etmediniz değil mi?
Bir yerde dinlemiştim.
Şöyle anlatıyordu; “Dostlar bir öğrencim vardı, göz kapak kasları tutmuyor, görmek için elleri ile desteklemek zorunda kalıyor, böyle olunca da içine toz çöp giriyor. Elleri ile tutmasa yolda yürüyemiyor kör musun diyorlar.”
Şimdi sizden sadece on saniye istiyorum, biliyorum bizler için empati zor bir eylem ama, on saniye bir düşünelim göz kapak kaslarımızın işlev yapmadığını…
Evet şimdi farkında mısınız şükrünü yerine getiremediğimiz muazzam bir nimete sahip olduğumuzu…
Devam ediyor anlatmaya; “Ünlü bir iş adamı arkadaşımın oğlu var, ağzı tükürük üretmiyor, ziyarete gittim.Oğlunun başında üstüne kapanmış ağlıyor.
‘Deseler ki oğlunun ağzından bir damla tükürük olacak, vallahi billahi bütün servetimi veririm’ diyor. Bakın bir damla tükürükten bahsediyoruz.
Ben bunları dinledikten sonra çoğu şeyi idrak ettim, umarım bu yazımda sizler için bir vesile olur. Olur da, mutlu olmak için başka sebepler aramamıza gerek kalmaz.
Kromozom diye sadece adını bildiğimiz göremediğimiz bir zerrenin sadece bir tanesinin eksikliğinde bile ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Peki hangimiz eksik olmayan kromozomumuz için şükür ettik?
Yoksa tatil planı yapmaktan vakit kalmadı mı?
Ya da yarın ne giysem diye düşünmekten.
Sizi tefekküre davet ediyorum, umarım aynaya baktıktan sonra mutlu olmak için başka sebepler aramanıza gerek kalmaz.