Richard Carlson’un “Ufak Şeyleri Dert Etmeyin” kitabında bahsettiği, uygulaması yalnızca birkaç saniye süren bu strateji, en önemli alışkanlıklarımdan biri olmuştur. Gerçi farkında olsak da olmasak da yeni güne şükürlerini sunarak başlamak, yapmadığınız bir şey değildir diye düşünüyorum.
Her sabah, güne başlamadan önce teşekkür edecek birini düşünmeye çalışırım. Benim için, şükran ile iç huzur birbirlerinin ayrılmaz parçaları olduklarından, bana verilmiş olan yaşam denilen bu hediye için ne kadar minnettar olursam o kadar huzurlu olurum. Bu nedenle minnettarlık, geliştirmek için çaba harcamaya değen bir duygudur bence.
Eğer sizde benim gibiyseniz, o zaman hayatınızda arkadaşlar, aile bireyleri, geçmişinizde kalmış kişiler, öğretmenleriniz, gruplar, iş arkadaşlarınız, size ihtiyacınız olan fırsatı vermiş kişiler gibi minnettar olduğunuz sayısız kişiler vardır. Hatta size yaşam verdiği için ya da doğanın güzelliği için ilahi güce de teşekkür edebilirsiniz.
Teşekkür edecek birisini bulmaya çalışırken bu kişinin, trafikte size yol vermiş, sizin için kapıyı tutmuş ya da hayatınızı kurtarmış bir doktor gibi herhangi biri olabileceğini unutmayın. Buradaki asıl amaç, tercihen sabah ilk iş olarak dikkatinizi şükretmeye odaklamanızdır.
Uzun süre önce, beynimi her türlü olumsuzluğa ne kadar kolay açabildiğimi fark ettim. Negatifliğin içeri girmesine izin verdiğimde ilk kaybettiğim şey minnet duygumdur. Hayatımdaki insanları göz ardı etmeye başlar ve genelde hissetmekte olduğum sevgi, yerini kırgınlığa ve kızgınlığa bırakır.
Bu alıştırma, yaşamımdaki güzel şeylere odaklanmamı sağlar ve teşekkür etmek için birini düşünmeye başlamam kaçınılmaz bir şekilde aklıma peş peşe başkalarının da gelmesine neden olur. Kısa bir süre sonra zihnim, sağlığım, yuvam, kariyerim, yazılarım, hürriyetim ve bunun gibi şükrettiğim birçok şey ile dolar.
Bu, size son derece basit bir öneriymiş gibi gelebilir. Fakat gerçekten çok işe yarar! Gördüm. Eğer sabah kalktığınızda güne şükrederek başlarsanız gününüzün huzurlu geçmemesi imkânsızdır.