Gülseren Gümüş 1972 Almanya doğumlu bir Spinal Müsküler Atrofi (kas erimesi) hastasıydı. Rahatsızlığı doğuştan olmakla beraber tıbbın ona biçtiği ömür on yıldı. Doktorlar daha fazla yaşamasının bir mucize olabileceğini söylerken o son nefesini 43 yaşında verdi, ve kısacık ömrüne ödüle layık görülen başarılar sığdırdı.
Beden Mahkum Olsa Da Zihin Özgür
Yalnızca üç parmağını kullanabilen, tamamen tekerlekli sandalyeye bağımlı bir kadın düşünün, belki boynunu bile başkalarının yardımı olmadan hareket ettiremeyen bir kadın. Kullanabildiği üç parmağının işlevi de yalnızca kitap sayfası çevirebilmek ve bilgisayar kullanmaktı. O bu engellere rağmen yüreğini tekerlekli sandalyeye hapsetmedi, işe ilk olarak dernek kurmakla başladı. Derneğin adı “Güldeste Dayanışma Derneği”. Derneğin faaliyetlerini ise şu şekilde sıralayabiliriz: okul öncesi çocukların eğitimleriyle ilgilenmek, genç kızlara yönelik el işi etkinlikleri, meslek edindirme kursları, aylık konferanslar, seminerler ve bunun gibi daha birçok faaliyet.
Devletin Çözemediği Sorunu Çözen Gülseren Abla
Gülseren Ablanın dernek olarak yaptığı projelerden biri ise Almanya’daki yaşlı sorununa çözüm bulmak oldu. Yaşlılık dönemini huzur evlerinde yalnız ve mutsuz olarak geçiren yaşlılar Almanya Devleti için bir sosyal sorun teşkil ederken Gülseren Ablanın “Her Eve Bir Yaşlı” projesi kapsamında gönüllü ailelerle yaşlılar eşleştirildi ve aileler tarafından ziyaret edilmeye başlandı, yalnızlıkları giderilip hastalıklarıyla ilgilenildi. Projenin başarılı bir şekilde ilerlediğini gören Duisburg Belediyesi Derneği başarı ödülüne layık gördü ve Dernek Alman basınında büyük yankı uyandırdı. Bundan sonraki projeler için ise gerekli fonun temin edileceği konusunda söz verildi.
Anadolu’dan Bir Anı
Almanya’da uyandırdığı yankıdan sonra Anadolu’nun bir iline konferansa davet edilen Gülseren Abla konferansta yaşadıklarını şu şekilde anlatıyor: “Salon dinleyicilerle doluydu, mikrofonun başına geçtim ve “Lütfen ayağa kalkar mısınız?” dedim. Tüm salon itirazsız, merak içinde kalktı. Sonra “oturabilirsiniz” dedim. İkinci defa aynı teklifi yaptım, bu kez biraz söylenmeyle de olsa kalktılar fakat üçüncü kez aynı şeyi yinelediğimde salonun yarısından fazlası kalkma tenezzülünde bile bulunmadı. Onlara cevaben şöyle dedim: “Size zor gelen şu ayağa kalkmak var ya, işte bunun için ben doğduğumdan beri Allah’a yalvarıyorum.” Bu cümleden sonra söylenecek pek bir söz de kalmamıştı zaten.”
Üç Parmakla Üç Kitap
Yaptığı faaliyetlerden sonra tanıştığı birkaç yazarın etkisiyle yazmaya karar veren Gülseren Abla kullanabildiği üç parmağı ile tam üç kitap yazdı. Onun engeli yapacağı işlere, hedeflerine hiçbir zaman engel olmadı. 2015 yılında bu güzel insanı ne yazık ki nefes yetmezliğinden kaybettik. Belki daha fazla yaşasaydı bu dünyaya kim bilir neler kazandıracaktı. Şimdi biz kendimize dönüp baktığımızda asıl engelin bizim içimizde olduğunu görüyoruz. Biran evvel yapabileceklerimizin farkına varmak ve en azından bir “Gülseren Abla” olabilmek dileği ile…