Sevgili Okura Mesaj:
Güzel İnsan,
Yaşadıklarından dolayı kaybolduğunu hissediyorsan bulunma vaktin gelmiş demektir.
Size de oluyor mu durup dururken “Ben bu hayatın neresindeyim?” dediğiniz? Birazdan kendinizden dışarı çıkıp kendinize baktıkça kim olduğunuzu bileceksiniz. Artık kabul edelim! Öğrenme buradan geçiyor. İlk durak, kendimi olduğum gibi kabullenmek. Öncelikle kendini gerçekleştiren ön kabullerin omuzlarınızda yarattığı ağırlıktan kurtulalım.
Peki ne yapacağız? Önce düşüncelerin ve duyguların yeterince farkına varmak ve bizde ne gibi etkiler oluşturduğunun bilincine varmamız gerekir. Farkındalık kabullenme açısından ilk ve en temel adımımız. Düşüncelerden korkmadan, kaçmadan, onların yalnızca birer düşünce olduğunu ve hatalı ya da çarpık olabileceklerini kabul ederek. Olumsuz duygularımızdan kaçmadan onları yaşamaya fırsat vererek nedenini ve varolan duyguyu kabul ederek. Daha sonra kabullendiğimiz bu düşünce ve duygularla beraber kendimizi öz şefkatle kucaklamamız gerekir.
Başkalarının başına gelen olumsuz olaylarda onlara nasıl yardım ediyor ve şefkat duyuyorsak kendimize de bu inceliği göstermemiz gerekir. Oysa birçoğumuz daha çok olumsuz yanlarımıza, sağlıksız düşüncelerimize odaklanmaya, kendimizi eleştirmeye eğilimliyiz. Bu noktada özşefkat yanınızda sizinle beraber yürümesi gereken bir duygu olmalıdır.
Zihnimizdeki kendimizle ilgili hatalı çıkarımlar sadece bizim çıkarımlarımızdır ve diğer insanlarla bir ilgisi yoktur. “Hey sen! Küçük şeylere üzülmeyi bırak. Kontrol edemeyeceğin şeyler üzerine duygusal olmayı bırak. Tekrar mutlu olma zamanın geldi. Mutluluğu hak ediyorsun.” Zihnimizden bu cümleyi geçirerek ruhuna güç üretebilirsiniz hem de şu an.
- Kabullenmek, Nasıl Biri Olmamız İstendiğinden Ziyade, Gerçek Kendimizle Barışık Olmamızı Sağlar!
Kabullenmek, bir davranış veya duruma mutlaka katıldığınız anlamına gelmez ki. Bu duruş, bazı durumları olduğu gibi kabullenmeniz anlamına gelir. İnsanı yıpratan şey: Fazla güven, fazla alçakgönüllü olması, hayır diyememesi, derin düşünceleri ve peşin hükümler vermesiydi hep. Birilerinin bizim için seçtiği seçenekleri kullanarak hayatımızı geçiriyoruz. Yıpratıyoruz ömürleri, hayalleri… Seçtiklerine değil, seçemediklerine bak ve onları bul… Çünkü kaçırdığın hayat tam da orada… Kendin orada… Bir kahraman destan sayfa sayfa…
- Kabullenmek, Problemleri Daha Kolay Çözmemize Yol Açar!
Gerçekleri kabul etmek, hayatınızdaki mevcut problemleri daha kolay kabul etmenizi sağlar. Gerçekleri kabul ettikten sonra seçeneklerinizi değerlendirmelisiniz. Sonuçta gerçekleri reddetmek onları değiştirmez.
- Kabullenmek, Akıl ve Vücut Sağlığımız İçin De Önemlidir!
Duygusal açıdan aşırı hassasiyet empati kurma becerisini otomatik olarak geliştirirken; geçmişle ilgili problemleri büyütmek ve takılı kalmak, gelecekle ilgili endişelenmek ve başkalarının önemsediği şeylere odaklanmak duygusallığımızın negatif yönüdür. Ve sonrasında bu durum stres, depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıkları uygun bir zemin hazırlıyor.
Bazı durumları inkar etmek ve “Bu benim dayanamayacağım” bir şey demek stresi tetikler sadece. Bu durum, sağlığınıza doğrudan ve negatif etki eder. Olayları kabullenmek pozitif enerjinizi korur çünkü duygularınızı bastırmak için ekstra bir çaba sarf etmek zorunda kalmazsınız. Ben:
Mutlu olmayı seçtim çünkü sağlığıma iyi geliyor.
Varlığınla kimilerine sevgiyi, şefkati, mutluluğu hissettirirken kimilerine hüsranı, kızgınlığı, umutsuzluğu hatırlatabilirsin. Her ne şekilde olursa olsun, “Senin varlığın asla anlamsız değil!”
- Kabullenmek, İç Huzuru Sağlar!
Bazı durumlarda “Ne olduysa oldu” dediğimizde rahatlıyoruz. Bu tarz durumları yargılamaktan vazgeçip, iyi tarafından bakmaya çalışıyoruz ki bu yaklaşım iç huzurumuza büyük katkı sağlıyor. O vakit “Oluruna bırak özgür ol!”
- Duygularımızı Kabullenmek, Kendimizle Daha Barışık Olmamızı Sağlar!
Duygularımız hem kendimize hem de diğer insanlara bizimle ilgili değerli bilgiler verir. Kendi duygularımızı kabullenmemek, bizi kendimizden uzaklaştırmaya ve kim olduğumuzu sorgulamaya itecektir. Bir başka deyişle, kendimize yabancılaşırız. Ve biz de kendimizi aramıyor muyuz fırtınalı denizlerdeki sabit alabora gemi gibi…
- Kabullenmek, Şükran Duygusunu Besler!
Öyle tecrübeler yaşarız ki, kabullenmekle birlikte kendimize şunu söyleriz; “Bu deneyim için teşekkür ederim. Ondan neler yapabileceğimi öğreneceğim. Çözümün bir parçası olacağım. ”
Kendime kendimden başka kendim yok.
Ayak parmaklarının uçlarından ruhunun derinliklerine kadar sen çok güzel bir insansın.
Bu Dünya’da senden bir tane var ve olduğun halinle mükemmelsin. Çok güzelsin. ?
Üç “İ” kuralını hatırla. İstemeli, İnanmalı ve hedefe giden yolda İlerlemelisin. Benim burada dikkat çekmek istediğim; bir hastalık haberi ile yüzleştiğinde, karşı cinsin ayrılma isteği ile karşılaştığında, çok sevdiğiniz veya ihtiyacınız olan bir işten çıkarıldığınızda, emek sarf ettiğiniz üniversite sınavını kazanamadığınızda…
Kabullenmeyip acı çekmek mi?
Kabullenip yeniden savaşmak mı?
Neyi istiyorsun neye inanarak nereye ilerleyip…
Önemli olan mücadele etmek!
İşte bu benim sloganım. Her ihtiyaç duyduğunuzda sessizce tekrarlayabileceğiniz bir mantra geliştirin kendinize. Eğer benim mücadelem biterse; kalem gider, kağıt gider, şiirim biterdi… Sabır ile şükür arasında sonsuz bir mekik dokur, mücadelemizin kahramanınlığını naralarla duyururuz sayfa sayfa şimdi…
Hangi yıllarda doğduğunuzu bilemem ama günümüzde halen kulaklarımızın tanışık olduğu bir ses var:
KABULLENMELERİN GÜCÜ ADINA! GÜÇ BENDE ARTIK…
Acaba He Man’ın bu sözünün orijinal hali böyle olabilir miydi? Kabullenmelerimiz kendi gücümüz sayesinde. Sana verilen muhteşem gücü kullanmak için kılıcını havaya kaldırıp şunu söylemen gerekiyor: Kabullenmelerin gücü adına! Güç bende artık… Diyebildikten sonra kainattaki en güçlü kişi gibi hissedeceksin kendini. Kahraman olduğunu kabul ederek fark edeceksin kendini, şimdi.
Sevgili Okur ve Sevgili kendim;
Bu zamana kadar birçok başarıların oldu.
Başkalarıyla mutluluğunu paylaştın belki ama kendine hiç teşekkür etme fırsatın olmadı.
Teşekkür ederim.
İyi ki varsın..