8.2 C
İstanbul
Perşembe, Kasım 21, 2024

Kelimelerin Gücü

İnsan sosyal bir varlık olması sebebiyle daima konuşmaya ihtiyaç duyar. Sinirlenince, üzülünce, mutluluk duyunca her ne sebeple olursa olsun mutlaka konuşmak ve içinden geçenleri karşıya aktarmak ister. Ancak iletişimin bu kanalı bizleri bazen ucu bucağı olmayan hatalara sürükler.

Ben Onu Demek İstemedim !

Bizler çoğunlukla içinde bulunduğumuz duygu durumunu karşımızdaki kişiye ilettiğimizde, ondan gelecek cevaplara “Ben onu demek istemedim ki!” şeklinde savunmalarda bulunuruz . Bu durumu yaşamamızın başlıca sebebi iletişimde yapılan en büyük hatalardan biri olan “SEN DİLİ”dir.

Nedir bu sen dili? Sen dili, bir olayın ya da durumun ortaya çıkma sebeplerinin karşıda bulunan alıcıya yüklenmesini içeren suçlayıcı bir üsluptur. Böyle bir üslup takınmak ve iletişimde kendimizi anlatmak yerine karşımızdakini suçlayıcı ifadelerde bulunmak, içinde bulunulan durum daha büyük bir çıkmaza sürükler. Peki ne yapmalıyız ?

İletmek İstediklerinize ve Duygularınıza Odaklanın !

İletmek istediğiniz mesajı o an rahatsız olduğunuz duruma ve duyguya odaklamalısınız. Örneğin “Çok dağınıksın, hep odanı dağıtıyorsun, yetti artık bıktım peşinizi toplamaktan!“, bu cümle temelde yıpranmışlık, üzüntü, yorgunluk içerirken söylenilen cümle tam anlamıyla bir “suçlama” cümlesidir. Bu cümleden karşınızdaki kişinin sizin duygularını anlamasını beklemeyin. Onun yerine “ev böyle dağınık olduğunda mutsuz oluyorum ve kendi başıma toplamak beni yoruyor yorulunca da oldukça üzülüyorum.” şeklinde cümle kurulursa ileteceğiniz mesaja ve duygunuza odaklanırsınız. Bu şekilde hem karşınızdakini suçlamadan iletilmek istediğiniz mesajı iletmiş hem de duygularınızı yansıtmış olursunuz. Kullandığımız cümleyi ‘sen dilin’den ‘ben dili’ne çevirerek sağlıklı iletişim kurmuş oluruz.

Kelimelerin Gücü

Asla unutmamak gerekir ki kelimelerin gücü vardır ve bu gücü doğru bir biçimde karşıya iletmek kişisel mutluluğu doruğa ulaştırır. Bu metodu en çok da “ beni anlamıyor” olarak nitelendirdiğimiz çocuklarımız üzerinde kullanmamız son derece verimli olacaktır. Çünkü onlar henüz dünyayı ve kendilerini anlamlandırma aşamasındalar. Bizlerin ağzından çıkan her cümle kendilerini ve dünyayı tanımaları için birer yönerge oluyor . Örneğin “Yeter artık bıktım! Bir gün gideceğim o zaman göreceksiniz! Ne halin varsa gör!” gibi cümleler çocuklarınızın size ve dünyaya olan algısını değiştirir. Bu şekilde doğrudan onların güvenini zedelersiniz. Bu çocuklar büyüdüğünde asi, çabucak pes eden, başına buyruk yaşayan bireylere dönüşecekler ve bizler de bu durumu eleştiriyor olacağız. Ancak işin aslına baktığımızda bu çocuklar “çekip gitmeyi, yetti attık deyip sıkılmaları, ne hali varsa görüp başına buyruk yaşamayı” bizlerden öğrenmiş olacaklar. Bu nedenle çocuklarınızla konuşurken ağzınızdan çıkan her kelimenin birer tohuma dönüştüğünü unutmayın. Çünkü zamanı geldiğinde bu tohumlar sizin ektiğiniz şekle göre faydalı veya zehirli birer meyve veren ağaca dönüşecekler.

READ  Dijital Dönüşümün Öncüsü: Yeni Medya ve İletişim

Eminim siz de bu yazıyı okurken “iyi de benim de duygularım benim de hislerim var, ben de bir bireyim” diyorsunuz. Evet biliyorum, dikkat çektiğimiz nokta tam olarak da bu. Siz bir bireysiniz ve duygularınız var. Bu nedenle lütfen olabildiğince “duygularınıza” odaklanın. Emin olun rahatlayacaksınız…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Related Articles

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız

- Advertisement -spot_img

Latest Articles