Yolların sonunu hayal ettiğin gibi başlangıcını da kabul et. Gecenin ıssız, sabahın tenha adımlarını tatsın ruhun. Kalbin hiçbir zaman acıya uzak kalmasın bu yolda. Yeri geldiğinde mutlu olmayada. Hava bozabilir, fırtınaya tutulabilir, ayazda kalabilirsin mutlak koşulda. Yine de kapatma gözlerini. Keşke deme hiçbir zaman. Meçhul yaşamda kendi içine gurbet olma.
Hangi günü gördün akşam olmamış ? Gündüzlere dalıp da isyanlara kapılma. Yolu bitirdiğin vakit geri dönüp adımlarınla yeşillendirdiğin çiçekleri sulamayı sakın ha ihmal etme. Bazen geri dönüşler insana şefkat yükler, unutma. Kalbine dokunmak için ağrımasını bekleme. Zira yürek unutuldu mu acısı daha çok hissedilir. İklim koşulları ne olursa olsun gökyüzüne bakmaktan vazgeçme. İnsan bir kere mavinin tonlarını unutmaya başladı mı bütün renkler sisli görünmeye başlar gözlerine. Hayata doğuşun tek seferliğe mahsus olmasın. Yanlışlarından, hatalarından, tecrübelerinden de yeniden doğar insan. Bir hayvana, bir bitkiye dokunmak için önüne çıkmasını beklemekle geçirme vaktini. Aksine sırf onlara dokunabilmek adına düş yollara.
Dünyaya daha güzel bir yer olabilmesi için sen de yardım etmek istemez misin ? Hadi öyleyse sevgili dost, bak ne güzellikler var yaşamın hamurunda. Senin için sayabilirim bazılarını :
Bulutların ceplerinden gökyüzüne dökülen kuşlar var bu hayatta.
Denizin tükenmez kalemleri sandallar, camlarımızın asfaltı olan perdeler var.
Bir tutam hüzün de var elbet.
Ama bolca da sevgi.
Hem fark ettin mi ? Hiç eskimeyen bir güneş var…