Okullar online olarak açıldı, oryantasyon haftaları bitiyor, ödev ve sorumluluklar artık yavaş yavaş başladı. Hepimizin çocuklarımızla aramızdaki en büyük sorunu belki de “ÖDEVLER”. Kimi çocuk ödevlerini hatırlamıyor, kimi ödevi zamanında bitirmiyor, kimi ödev başında saatlerce oyalanıyor ya da kimileri ödevini önemsemiyor. Şu dönemde bu tip davranışlar sergileyen bir çocuğa sahipsek kontrol etmemiz gereken ilk nokta kendimiz olmalı. Biz çok mu baskıcıyız? Çok mu mükemmelliyetçiyiz? Çocuklarımızla yeterince vakit geçiriyor muyuz?
Tüm bu soruların cevaplarına ve sorulma nedenlerine geçmeden önce değinmemiz gereken en temel nokta “Ödev nedir?” Ödev, öğrencinin sorumluluk bilincini geliştirmek adına teslim tarihi ve kontrole dayalı olarak bireye sağlanan , yerine getirmesi tamamen bireyin vicdanına dayanan iş ya da davranıştır. Bu tanımdan yola çıkarak ödevin eğitim sürecinin bir parçası olduğunu ve belirli kazanımlara bağlı olduğu çıkarımında bulunabiliriz. Ödevin bireyde oluşturması beklenen istendik davranış değişikliklerinden en önemlisi “sorumluluk bilinci”dir. Ve bu bilincin kazanılabilmesi için öğrencinin ödev teslim süresince sorumluluğu tek başına eline alması ve zamanı kendi başına yönetmesi gerekir.
Peki ya ödevlerini siz hatırlatmadan yapmayan, ödeve karşı ilgisiz bir çocuğumuz varsa ne yapmalıyız? En başta unutmamamız gereken nokta ödevin bizim değil tamamen çocuğa ait bir sorumluluk olduğudur. Unutmayın, ödevin yapılmaması, ödevsiz okula gidilmesi, ödevin geç saatlere kalması tamamen çocuğun sorumluluğundadır. Bu süreçte kontrolü elimize almak ve devamlı bu süreci yönetmek çocuğun karar verme ve zaman yönetimi yapma becerilerine zarar verir. Çocuk okuldan geldikten sonra kendine kalan zamanı yönetmeyi kendi öğrenmeli, sorumluluklar yapılmadığında doğacak sonuçları(stres, endişe, kaygı…) kendi başına üstlenmelidir. Bu ise yalnızca tecrübe ile öğrenilebilecek bir durumdur. Çocuklarımıza tecrübe sahibi olmaları için lütfen zaman tanıyalım.
Peki bizler ebeveynler olarak çocuklarımızın ödevlerine karışmamalı hiçbir şekilde ödev ile ilgilenmemeli miyiz? Elbette hayır. Yardım istemek ve yardım etmek hayatın en doğal süreçlerinden birisidir. Bu sürecin de okul ile birlikte ödev zamanlarında öğrencilere kazandırılması son derece etkili olacaktır. Peki ya nasıl ?
1-Çocuklarınızın kontrolcüsü veya ikinci öğretmeni olmaktan kaçının.
Öncelikli olarak çocuklarınızın kontrolcüsü veya ikinci öğretmeni olmaktan kaçının. Okuldan geldiği anda ödevlerden bahsetmeyin ve onunla günün nasıl geçtiğine, nasıl hissettiğine dair konuşmalar yapın. Bu esnada çocuk tüm günü hatırlarken, arka planda zihin gün içerisinde ona verilen görev ve sorumlulukları da hatırlayacaktır.
2-Yönlendirme yapmayın.
Genel konuşmanız bitince ona kendi başına yönetebileceği zamanı sunun ve yönlendirme yapmayın. Ve lütfen sizler de kendinize zaman ayırın. Ev okuldan sonra ikinci bir sınıf haline gelmesin. Yatış saatine 40 dakika kalana kadar hala ödevini hatırlamamış ve yapmamış ise ona gayet rahat bir tavırla sohbet arasında “Ödevinde yapamadığın ve yardım istediğin yerler var mıydı? Sormayı unuttum.” diye bir soru yöneltin. Eğer yapmadıysa anında hatırlayacak ve ödevine koşacaktır.
3-Onunla beraber ödev başına oturmayın.
Onunla beraber ödev başına oturmayın. Siz kendinize ayırdığınız vakti değerlendirmeye devam edin ki çocuğunuz sorumluğunu zamanında yerine getiren ve getirmeyen birey farkını görebilsin. (Bu durumu sesli olarak söylemekten kaçının ve ona hal diliyle örnek olun.) Çocuklarınız ödevi hakkında yardım isteyene kadar beklemeli, yardım istediği anda destekleyici ve erişilebilir olmamız çok önemli.
Unutmamalıyız ki ödev ürünü yalnızca çocuğun emeğini yansıtmalı ve onda sorumluluk bilinci oluşturmalıdır.