Yazıda “Jose Mauro De Vasconcelos- Şeker Portakalı“ hakkında bilgiler, eserin konusu, ana fikri, kahramanları, “Jose Mauro De Vasconcelos- Şeker Portakalı” nın olay örgüsü, romanın yazarının hayatı, şahıs kadrosu ve yazarın diğer eserleri, eserden alıntılar yer alır. Eser hakkında yorumlar, “Jose Mauro De Vasconcelos- Şeker Portakalı“ anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki ilişki ile eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
ŞEKER PORTAKALI BASIM VE YAZIM ÖYKÜSÜ HAKKINDA BİLGİLER
Şeker Portakalı özgün adı ile My Sweet Orange Tree, Brezilyazlı yazar Jose Mauro De Vasconcelos tarafından 1968 yılında yazılmış olan bir romandır. Brezilya’nın Minas Gerais bölgesinde yaşayan fakir bir ailenin beş yaşındaki oğlu olan ve çok geniş bir hayal gücüne sahip olan Zeze adlı bir çocuğun izlenimlerini, hayallerini, çocukluk yıllarını konu edinen roman aslında yazarın kendi biyografisinden kesitler sunmaktadır. Yazar eserinin arka kapağında romanın yazılış süresi, zamanı ve içeriği hakkında şöyle bir bilgi vermiştir; “ Bu kitabı yirmi yıl yüreğimde sakladım ama 12 günde yazdım “. [1]
Çok yoksul bir ailenin çocuğu olan yazar, Natal kasabasındaki amcasının yanında yetişmiş, Potengi Irmağında yüzmeyi öğrenmiş ve günün birinde yüzme şampiyonu olmak hayaliyle yaşamışken liseyi de Natal’de bitirmiştir. İki yıl tıp öğrenimi gören yazar öğrenimini yarıda bırkarak Rio de Janeiro’ da hafif sıklet boks antrenörlüğü yapmış, ondan sonra da hayatı boyunca çeşitli işlerde çalışmıştır.
Yazarlık hayatında birçok roman yazan yazarın en tanınmış romanı ise Şeker Portakalı’dır. Orijinali Portekizce olan eser, ilk kez Brezilya’da basılmış, gördüğü ilgi üzerine toplam 16 dile çevrilmiş, pek çok ülkede basılmış, pek çok ülkede yüksek satış rakamları elde etmiştir. Şeker Portakalı dışında yazarın Güneşi Uyandıralım adlı eseri de ülkemizde çok sevilmiştir ( Güneşi Uyandıralım Hakkında ve Özeti J.Mauro De Vasconcelos Hayatı ).
Bu roman Vasconcelos’un çocukluğunun özeti olmasının yanısıra çocukluk yıllarındaki duygular ve hayal dünyasından da derin izler taşımaktadır. Şeker Portakalında, fakir bir aile çocuğu olan “günün birinde acıyı keşfeden küçük…” Zeze’nin çevresindeki insanların hayatlarını algılamaya çalışması, onun hüzünlü dünyasını ve hayatın acılarını yaşayarak öğrenişi dile getirilmiştir. Eser, işlediği dostluk, yoksulluk, fakirlik, yitiklik ve siliklik temaları ile de dikkati çekmektedir. Yazarın Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı romanları bir ölçüde Şeker Portakalı adlı romanının devamı niteliğindedir. Şeker Portakalı ile çocukluk yıllarını anlatan yazar, “Güneşi Uyandıralım” ve “Delifişek” adlı romanları ile gençlik yılları ve olgunluk dönemini anlatan üç kitaplık bir seri oluşturmuştur. Üç kitaptan oluşan bu serinin ilki ise Şeker Portakalı’dır.
Ülkemizde de çok sevilen bu eser; yönetmenliğini Marcos Bernstein’in yaptığı, senaryosunu Marcos Bernstein ve Melanie Dimantas’ın hazırladığı ve başrollerini José De Abreu , João Guilherme Ávila , Caco Ciocler , Eduardo Dascar ve Ricardo Bravo’nun paylaştığı bir film haline de getirilmiştir. ( 2012 ) [2]
ROMANIN KONUSU
Roman yazarının ifadesi ile “günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü”dür. Ailesinden baskı gören ve istediği sevgiyi görmeyen Zeze, aradığı sevgiyi diğer insanlarda ve varlıklarda bulmaya başlar. Hayaller dünyasında yaşayan Zeze; yaramaz, haylaz ama zeki ve duygusal bir çocuktur. Ailesinde bulamadığı sevgiyi başka şeylerde aramaya ve bulmaya başlamıştır. Yine de her zaman eksik bir şeyleri vardır.
ANA FİKİR
Her çocuk sevgiye ve ilgiye muhtaçtır. Ne sebeple olursa olsun aradığı sevgiyi bulamayan çocuk bu sevgiyi ailesinde göremez ise başak yerde arayıp bulacaktır. Fakat bu şekilde büyüyen çocuklar, ileriki yıllarda da çevresi ile uyumsuz olacak, insani ilişkilerde de zorluklar çekecektir.
ŞAHISLARI:
• Zeze: Baş kahraman, yoksul bir ailenin küçük çocuklarından biridir.
• Totoca: Zeze’nin ağabeyidir. Bencilce ve tutarsız davranışlar sergiler.
• Edmundo Dayı: Yaşlı bir akrabadır. Ona ailesinden çok daha iyi davranır.
• Jandira: Zeze’nin ablasıdır. Zamanını roman okumak ve sevgililerini düşünmekle geçirir.
• Gloria: Zeze’nin ablasıdır. Onu ailede en çok seven ve koruyan kişidir.
• Bay Arivaldo: Bir sokak şarkıcısıdır. Zeze ile aralarında sessiz bir dostluk gelişmiştir.
• Lala: Zeze’nin diğer ablasıdır. Son zamanlara kadar Zeze ile ilgilenmiş ama sonraları ya bıkmış ya da sevgilisiyle olmayı tercih etmiştir.
• Luis: Zeze’nin küçük kardeşi, kardeşlerden en küçüğüdür. Ailede herkes tarafından sevilir.
• Luciano: Luciano adındaki yarasa, Zeze’nin isim takıp konuştuğu çok sevdiği arkadaşlarından biridir.
• Minguinho (Xururuguinho): Bir şeker portakalı ağacıdır. Zeze, Luciano gibi onunla da konuşur. Hatta onların da konuştuklarını düşünür.
• Bay Paulo (Baba): İş bulamadığı için psikolojik sorunlar yaşamaktadır. Bu yüzden çocuklarına karşı yeterince sevecen ve sabırlı olamaz.
• Anne: Ailenin geçimini sağlamak için çalışmak zorundadır. Çocuklarıyla ilgilenemez. Bu yüzden romanda arka planda kalır.
• Manuel Valadares (Portuga): Zeze’ye sevgiyi, yaşamın sevilebilecek yanlarını öğreten insandır. Onun iyi ve mutlu bir çocuk olabilmesi elinden gelen her şeyi yapar.
• Cecilia Paim (Öğretmen): Yaptığı bütün haylazlıklara rağmen onun mükemmel bir çocuk olduğunu düşünen duygulu ve anlayışlı biridir. [3]
•
ROMANIN ÖZETİ:
Zeze, çok çocuklu yoksul bir ailenin en küçüklerinden biridir. Babası işsizlik yüzünden bunalıma düşmüş, abisi ise kardeşlerinin sorumluluğunu üstlenmiştir. Luis henüz olayları algılayamayacak kadar küçüktür. Anne ise ailenin geçimini sağlamak için çalışmak zorunda olan ve çocuklarına ayıracak vakti hiç olmayan silik bir kadındır.
Zeze’nin yaptığı şakalar ve yaramazlıklar, yaşadığı yalnızlık duygusundan kaynaklanmaktadır ama insanlar ona “şeytanın vaftiz oğlu” demekte ve Zeze’da buna inanmaktadır. Yüreğindeki sevgiyi kapatmak için hayali arkadaşlar edinmiştir. Bunlardan birisi de bir yarasadır. Diğeri ise hiç kimsenin beğenmediği bir şeker portakalıdır. Zeze, onlara birer isim takmış ve onlarla konuşmaktadır.
Zeze’nin en sevdiği şey; hayal gücüyle baş başa kalıp yeni hikâyeler üretmektir. Yeni taşındıkları evde olan portakal ağacı sığınabileceği tek varlıktır. Zorlukları aşabilmenin tek yolu portakal ağacının dallarının altıdır.
Ailesi dışında Zeze’yle ilgilenen Edmundo Dayı ile Zeze’nin öğretmenidir. Edmundo Dayı ona ara sıra para verip bir şeyler öğretmektedir. Öğretmeni ise söylenenlerin aksine Zeze’nin mükemmel bir çocuk olduğunu söylemektedir.
Zeze bir süre sonra bir sokak şarkıcısı ile tanışır. Sokak sokak dolaşıp şarkı söylemeye başlar. Zeze bu işten çok hoşlanmıştır. Ama o şarkıcı açık saçık şarkılar söylediği için babası onunla arkadaşlık etmesini istememektedir. Zeze ise bunu anlayamaz. Çünkü söylediği şarkıların anlamını bilmemektedir. Bir gün babasını mutlu etmek için bu şarkılardan birini söyleyince babasından dayak yer. Bu olaya en çok Gloria üzülmüş ve aile fertlerinin onu dövmesini yasaklamıştır.
Zeze, bir yaramazlık sonucu çok tehlikeli bir oyun öğrenmiştir. Bu oyun, giden arabaların arkasına yapışarak rüzgârı ve hızı hissetmek yani yarasa olmak oyunudur.
Portekizli Manuel Valadares ‘in çok fiyakalı olan arabasında bu oyunu denemeyi düşünür. Bu işi yaparken de yakalanır. Portekizli, poposuna vurarak onu herkese rezil eder. Bu olaydan sonra Zeze, ondan nefret etmeye başlar. Sonraları ise o adamı yakından tanıma fırsatı bulmuş ve en sevdiği insan o Portekizli olmuştur.
Babasından yediği dayaktan sonra intihar etmeyi düşünmüş ama Portekizlinin desteğiyle vazgeçmiştir. Daha sonra ondan kendisini evlat edinmesini ister. Ama Portekizli fazla yaşamamış ve bir trafik kazası geçirip ölmüştür. Portekizlinin ölümü Zeze’yi hayattan koparmıştır.
Zeze acıları öğrenmeye hayatın farkına varmaya başlamıştır. Portekizli adam öldükten sonra hastalanmıştır. Hastalığı esnasında şeker portakalının çiçek açtığını öğrenmiştir. Ama artık ne yarasa ne de çiçek açan şeker portakallarının önemi yoktur. Yaşadığı acılar Zeze’yi hayata hazırlamıştır.
Jose Mauro de Vasconcelos
Brezilyalı ünlü yazar Jose Mauro de Vasconcelos, 1920′de Rio de Janeiro yakınlarında Bangu’da doğdu. Çok yoksul olan ailesi, onu Natal kasabasındaki amcasının yanına yolladı. Orada dokuz yaşındayken Potengi Irmağında yüzmeyi öğrendi ve hep günün birinde yüzme şampiyonu olmanın hayalini kurdu. Liseyi Natal’de bitirdikten sonra iki yıl tıp öğrenimi gördü. Öğrenimini yarıda bırakıp yeni hayaller peşinde Rio de Janeiro’ya döndü. İlk işi, hafif siklet boks antrenörlüğü oldu. Yaşamı boyunca ressam ve heykeltıraşlara modellik, muz plantasyonlarında hamallık, gece kulüplerinde garsonluğa[4] kadar çeşitli işlerde çalıştı. Bu deneyimleri ise onun yazarlığına büyük katkılar sağlamıştı.
İlk kitabı ‘Yaban Muzu’ 1940′ta yayımlandı. 1945′te yayımlanan ‘Beyaz Toprak’ adlı romanı çok beğenildi. Daha sonra ‘Evden Uzakta’ (1949) , ‘Sular Çekilince’ (1931) , ‘Kırmızı Araba’ (1953) ve ‘Ateş Çizgisi’ (1955) romanlarını yazdı. ‘Kayığım Rosinha’ (1961) ile ününün doruğuna çıktı. En ünlü kitabı ‘Şeker Portakalı’ (1968) on iki günde yazılmıştı. ‘Ama onu yirmi yıldan fazla yüreğimde taşıdım‘ der yazar. Bu kitaptaki küçük Zeze’nin serüvenleri ‘Güneşi Uyandıralım’ (1974) ve ‘Delifışek’ (1963) adlı romanlarında sürer. Bu ünlü yazar 1988′de öldü.[5]
[1] Jose Mauro De Vasconcelos, Şeker Portakalı , Çeviren: Aydın Emeç;, Can Yayınları ,İstanbul , 2011 ( Arka kapak
[2] https://www.sinemalar.com/film/62348/meu-pe-de-laranja-lima
[3] https://karlitorosdaglari.blogcu.com/seker-portakali-kitap-ozeti-roman-ozeti/1230387
[4] https://www.idefix.com/kitap/seker-portakali-jose-mauro-de-vasconcelos/tanim.asp?sid
[5] Jose Mauro De Vasconcelos, Şeker Portakalı , Çeviren: Aydın Emeç;, Can Yayınları ,İstanbul , 2011 ( Arka kapak)