Bir kere doğduk, bir kere yaşıyoruz, bir kere öleceğiz. Doğum ve ölümde sıkıntı yok. Peki neden yaşamımıza karışan çok? Herkes gibi olma çabası neden? Bu herkes kim ki sürekli onlar gibi olmaya zorlanıyoruz?
Kime ne benim memleketimden? Batılı olunca çok iyi, Doğulu olunca çok kötü bir insan mı oluyorum? Kimi ilgilendirir benim dinim, inançlarım? İnandığımla benim aramda değil mi? Ben ne karışırım sizin inandıklarınıza? Ne yargılatırım ne de yargılarım. Öğrenmek, öğretmek başka tabii.. Neden herkesle aynı şeyleri yiyip içmek zorunda hissediyorsunuz kendinizi? Farklı bir şey canınız çekemez, başka şeyi sevemez misiniz? Bırakın bu takım bozulmasın psikolojisini, porselen tabak değiliz. Topyekûn yazın tatile gitmek zorunda mıyız? Ben sonbaharda gidince tatil yapmış sayılmıyor muyum? Ne saçma! Son model, herkesin elinde olan marka telefonla gezmeyince neden ezik oluyorum? Eski veya ele ayağa düşmemiş eşyalara sempati duyamaz mıyım? Kurtulun bu ‘herkeste var’ sürüsünden. Yatınızdan, katınızdan, rütbenizden bana ne? Neden yarın silineceğiniz yerlere el pençe divan durmak zorundayım? Neden rütbe yada para sahibi olanlar -yasa varmış gibi- kibirleniyorlar? Sakın para ve rütbe onları sahiplenmiş olmasın. Kime ne fakirliğimden, zenginliğimden? Ona göre mi hürmet edeceksiniz? Ya Hû benim evimden, eşyalarımın kalitesinden size ne? Beğenip almış olamaz mıyım? Sevmediyseniz gelmeyin. Her kapıdan geçenin zevkine göre ayrı ayrı döşeyemem ya! Kimi ilgilendirir işim, aşım, eşim? Yani hepimiz çoğunluğa göre mi çalışmak yada oturmak, okumak veya okulu bırakmak zorundayız? Herkes aynı filmi aynı diziyi izlemek, tüm kült filmleri izlemiş olmak zorunda mı? Belki ben sadece çizgi film izlemekten zevk alıyorum. Bilim kurgu sevmek, bütün klasikleri okumuş olmak mecburiyetinde miyim? Siz polisiye sevmek zorunda mısınız? Okumadığımı, seyretmediğimi duyunca uzaylı görmüş gibi bakmaktan vazgeçin.
Kızım diye pembeyi, erkeğim diye maviyi sevmek hükmünü giydiriyorsunuz. Ne saçma! Pembe giyen erkeğe sizin bu bağnazca bakışlarınız ne olacak? Kime ne benim ayakkabımdan, terliğimden, düz yada çarpık yürümemden? Kime ne giydiğim etekten, elbiseden? Açık yeşil ile moru aynı anda giydiysem size ne? Bana ne modadan, uyumdan; kime ne uyumsuzluğumdan? Bana ne sizin göz zevkinizden, öyleyse bakmayın. Kimi ilgilendirir kestirip uzattığım, dibi gelmiş yada boyattığım, dağıttığım, topladığım saçlar? Gözümden, kaşımdan, burnumdan size ne? Parfümümü sevip sevmemeniz beni ne ilgilendirir? Her yanımdan geçen için ayrı parfüm sıkmamı mı bekliyorsunuz? Çok beklersiniz. Sarılmayın öyleyse. Çoraplarım absürt ise bakmayın, ne işiniz var ayağımla? Zayıfım, şişmanım, oh ruhuma değsin, benim bedenim karışmayın! Rujumu, makyajımı yada başörtümü ben kendime yakıştırdıysam siz konuşamazsınız. Bir düşünün, herkes aynı şeyleri yapacaksa neden farklı geldik bu dünyaya?