Dünyanın en tatlı şeyi de en acı şeyi de dildir. Kelimelerin insan üzerinde önemli bir etkisi vardır. Öyle ki kimi zaman umudunu yitirmiş bir insanı hayata döndürürken, bazen de silahsız bir kurşun gibi paramparça eder muhatabımızı. El yarası geçer, dil yarası geçmez diye bir söz vardır. Düşünmeden söylediğimiz bir sözle karşımızdaki kişiye elimizle verebileceğimizden çok daha büyük zarar verebilir, çok daha derin yaralar açabiliriz.
Ne söylediğimiz kadar nasıl söylediğimiz de önemlidir. Zira yanlış üslûp doğru sözün celladıdır. Üslûp, kelimelerimizi sunuş şeklimizdir. Hayatımızın birçok alanında olduğu gibi söz söylemenin de bir yolu-yordamı, bir usulü vardır. Üslûbumuz yumuşak, dilimiz tatlı olmalı ki sözümüz muhatabımızda yer etsin. Gönülden gönüle kurulan köprüdür sözcükler… Ağızdan çıkan söz kulaktan döner, kalpten çıkan söz ise kalbe gidermiş. Gökhan Özcan’ın da dediği gibi kim bir gönle gönlüyle dokunursa izi kalıyor. Mesele gönüllerde güzel izler bırakmak. Kimi söz dikendir saplanır öze, kimi söz gül gibi görünür göze diyor şair.
Ben gelmedim dâva için, benim işim sevi için
Dost’un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim.
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestirme başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz