Kanmak;ruhunun derinindeki,duyduğunu sandığın o kokuya. Tıpkı korkmak gibi kanılmış bu kış vaktinin,ilkbahar hiçsizliğinin apaçık ortası. Korkusunu bildi de kokusunu kimsesizliğine katamadı insan…kandıramadı. Gitmişliğin kokusundaki geçmişi “gelmiş”sandı…tıpkı yanılmak gibi. Tanımadan bilme imkansızlığının bir kaç adım ötesinde kalan bir avuç koku…tıpkı bilinmiş-miss- gibi. Kanmak,bunca gerçekliğin içerisindeki duyduğunu sandığın kömür kokusuna… yanılgı; tıpkı kömür karasında yanmak gibi. Sağır olunan hasret tükenirliğini görmezden gelmek…tıpkı karşılıklı bir bilinmez veda gibi.