Yıllardır ‘okuyorum’ diyerek bir ustanın yanında zanaat öğrenmemiş ve şu an vasıfsız bir işsiz olarak bu konuda bir şeyler yazmak istedim.
İşsizlik Macerası
Üniversite mezunu olup da bir iş bulamayan, KPSS’den yeterli puan almasına rağmen atanamayanlardan da söz ediliyor.
Okuduğu bölümden çok farklı bir meslekte ömrünü geçirmiş olanlar da mevcut.
Onlarca çeşidi olan sınavlardan bunalıp ne yapacağını şaşırmış, geleceğe kaygıyla bakan bir genç nüfus da var…
Bu karmaşanın içinde acaba ben neredeyim diye kendime sormadan edemiyorum.
“Ülkemizde işsizlik yok, iş beğenmeme var!” diyen ihtiyarlar gördüm. Gerçekten de insanlar rahat, masa başı bir iş arıyor ve bu sebeple genellikle işsiz mi kalıyor?
Zihnimi kurcalayan bu onlarca şey ile ben ne yapacağım?
Mahmut Yıldırım
Bu yazı şey meselesini de aklıma getirdi: yeni mezunsundur, tecrüben teorik derslerden ibarettir. Pratik bilgin 15 iş günü veya 30 iş günü olarak belirlenen üstlerinin ayak işlerini yapmak olan bir sistemde işe alıma gelince herkes en az 3 ya da 5 yıl tecrübeli eleman ister lakin kimse tecrübesiz eleman işe eleman almak istemez. Peki bu tecrübesiz elemanlar nerede tecrübe kazanacaktır? Aslında ustalık kalfalık gibi tanımların dik alası olan bir ülke de bunu, yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan çıkar gibi basit sorunsallara indirger. Yazık.