Her şarkının her insana hissettirdiği duygular, insanı elinden tutup götürdüğü (bazen de sürüklediği) anlar, anılar vardır. Bu yüzden değil midir kıymeti de? Her insana farklı etkiler farklı hissiyatlar uyandırır. Bazen de bir şarkı keşfeder paylaşmayız uzun süre kimseyle, belki de açık yaralarımızdır gizlediğimiz, kıymetli anılarımız…
Ah, küçücük gemi, sulara attın şimdi kendini, delisin
Ah, yakarlar seni, dönmezsin bir daha geri, delisin
Bazı adımlar vardır; yeni yollara, yeni başlangıçlara, yeni korkulara, yenilgilere, başarılara, başarısızlıklara açılan. Yeni şehirlere, yeni ülkelere, yeni dünyalara… Korka korka ama içimizde bir inanç, bir ereğin getirdiği azim, bir sevgi, bir tatlı güdüyle çıkarız yola. Geride bıraktıklarımız bazen bir aile, bazen en güzel anıların şahidi olan mekanlar, bazen dostluklar, bazen uykusuz geceler olur. İşte bu şarkı bana hep yeni adımlarımda arkadaş olur, güç olur tereddütlerle attığım adımlarda beni ileri iten.
Kime sorsam dönüşüm yok
Nereye gitsem mavi
Yelkenimde deli rüzgâr
Her yanım tuz, deliyim
Bir sahne canlanır gözümde bu şarkıyı her dinlediğimde. Bir otobüs terminalinde vedalaşma sonrası usulca koltuğa gidip el sallar bir insan. En büyük insan da olsa, vedalaşmalarda çocuk olur yürekler. O çocuk yürek, o küçücük gemi; engin denizlerde bir başınadır artık… Şarkı sizi mükemmel ezgileriyle içine çekerken, ondan bir daha kopamayacağınız bir bağla da gönlünüze ilişir sessiz sedasız.
Keyifli yolculuklar…
Ah, deniz olayım, tuzumu rüzgârda savurayım, deliyim
Ah, ne yelken ne yel, köpüklerde kaybolayım, deliyim