“Baba” 67 Yaşında

“Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim bütün hayatlar; paramparça….”

Müslüm Gürses ne zaman öldü? İşte hayatı hakkında bilgiler

Gerçek Adı Müslüm Akbaş

Türk Arabesk müziğinin duayeni Müslüm Gürses 5 Temmuz 1953’te Şanlıurfa’da dünyaya geldi. Kerpiç bir evde yaşama gözlerini açan ve yaşamının ilk yıllarından itibaren sıkıntılarla savaşmaya başlayan Müslüm Gürses’in gerçek adı ‘Müslüm Akbaş’.

Hayatına Bir Çok Hikaye Sığdırdı

Mehmet ve Emine Akbaş çifftinin çocukları olarak dünyaya gelen Gürses, maddi zorluklar nedeniyle ilkokuldan sonra eğitim hayatına devam edemedi. 15 yaşında ailesinin itirazlarına rağmen Adana’da bir çay bahçesinde düzenlenen ses yarışmasına katılarak birinci oldu ve çay bahçesinde türkü söylemeye başladı.

İşler Yolunda Gitmedi

Hayallerinin peşinden gidip 15 yaşında çay bahçesinde türkü söylemeye başlayan Müslüm Gürses, sanat dünyasına ilk adımlarını atmıştı. Ancak zorlukların bir türlü peşini bırakmadığı Gürses , hayalini yarıda bırakmak zorunda kaldı, çay bahçesi serüvenine ara vererek terzi ve ayakkabı atölyesinde çalışmaya başladı.

Hayallerine Kavuştu

İşleri yoluna koyan Gürses, gazinoda yeniden türkü söylemeye başladı ve ardından Çukurova Radyosu’nda sanatçı oldu. İşte tam da bu dönemde Akbaş olan soyadını Gürses olarak değiştirdi. 1967 yılı itibariyle TRT-Adana-Çukurova Radyosu’nda da her hafta cumartesi günü türküler söyledi. Şöhret basamaklarını azimle tırmanan Gürses 1968 yılında ilk 45’lik plağını çıkardı.

Rekor Kırdı

1969 yılında ‘Sevda Yüklü Kervanlar’ isimli plağı çıktı. 300.000 adet satan plak rekor kırdı. Bu rekor ve sevenlerinin ilgisi ile Yeşilçam’a adım attı. Gürses tam 38 filmde rol adı.

Film Gibi Bir Hayat

Benzerine yalnızca filmlerde rastlanacak bir hayatı vardı Gürses’in. Annesinin ölümü Gürses’i derinden yaralamıştı. Annesini toprağa veren Gürses, ölüm haberiyle kan donduran bir olaya tanık olmuştu. Annesinin ölümü babası Mehmet Akbaş’ın ellerinden olmuştu. Baba Akbaş bu olay üzerine cezaevine girdi.

Gürses’in hayatında dönüm noktası olaran bir olay daha vardı. 1978 yılında Tarsus’tan Adana’ya giderken bir trafik kazası geçirdi. Kaza o kadar korkunçmuş ki onu aracın içinden çıkardıklarında öldüğünü sanıp morga kaldırdılar.Ancak daha sonra Gürses’in yaşadığı anlaşıldı ve tedavisine devam edildi. Ciddi ameliyatlar geçiren Gürses’in beynine plaka takıldı. Uzun bir iyileşme dönemi geçiren Gürses, sahnelerde yeniden sevdikleri ile buluştu.

En Büyük Aşklar Kavga İle Başlar

Müslüm Gürses Türk sinemasının önemli isimlerinden Muhterem Nur Gürses ile mutlu bir evlilik yaptı. Muhterem Nur bir röportajında tanışma hikayeleri ile ilgili şu ayrıntıları paylaşıyor.”Onu tanımıyordum, benden sonra sahne almasına bozuluyordum. Hatta kızdırmak için, sahneden inince halkın arasından kırıta kırıta yürüyordum, dikkati kendi üzerime çekeyim, ona bakmasınlar diye. Ama pek öyle olmuyordu, Müslüm çıkınca herkes kendini yerlere atıyordu. Onun repertuarından bir parça okuyunca kavga ettik, çünkü benden hesap sormaya kalkıştı. Bu kavga ilginçtir, bizi birbirimize daha fazla yaklaştırdı.” Çift 4 yıl birliktelikleri sonrasında evlendi.

Üniversitelere Konu Oldu !

Müslüm Gürses müzik dünyasının en ilginç seyirci kitlesine sahipti. Bir dönem hayranları konserlerde kendilerini jiletliyorlardı. Bu olay üniversitelerde tez konusu olmaya başladı. Bu olay Gürses’in dinleyici kitlesinin genişlemesine sebep oldu. Artık entellektüel kesim de onu dinlemeye başlamıştı.

Türkiye’nin Aşk Ezgisi

Arabeskin babası olan Müslüm Gürses besteleri ile Türkiye’nin aşklarına konu oldu. Mungan’ın sözlerini yazdığı, David Bowie’den Garbage’a, Leonard Cohen’den Jane Birkin’e birçok yabancı müzisyenin bestesini yaptığı şarkıları seslendirdi. Gürses, pop ve rock müziğine ait çalışmalar da yaptı. Nilüfer’den Olmadı Yar , Teoman’ın Paramparça şarkılarını seslendirdi.

Ölümü

Müslüm Gürses, 15 Kasım 2012’de geçirdiği by-pass ameliyatından sonra akciğer ve kalp yetmezliği nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldı. 3 Mart 2013’te hayatını kaybetti ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.

Doğum günü olan 7 Temmuz’da kendisinin seslendirdiği ‘Paramparça’ eserini siz sevenlerine armağan etmek isteriz.

“Saatim yok, tam olarak bilemem
Biraz bira, biraz şarap önceydi
Nasıl oluyor? zaman bir türlü geçmezken
Yıllar hayatlar geçiyor

Takatim yok, yine de telefon sarıldım
Son bir özür için
Tüm sevdiğim kadınlardan
Çok mu ayıp, hala mutluluk istemek
Neyse zaten hiç halim yok

Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım

Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim bütün hayatlar

Paramparça, paramparça
Paramparça, paramparça

Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım
..”

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version