Bay Kimse’ye,

Bay Kimse’ye,

Bu ara düşüncelerim simsiyah büyük bir kara tren gibi. Basıncı boşaltmak için ‘pof pof’ buhar vermem gerekiyor. Daha sonra aklıma bir kara tren olmadığım geliyor ve beynim, düşüncelerimin altında, basıncın da etkisiyle eziliyor. Makul kalmayı başaran bir yanım, otokontrolümü sağlamamda yardımcı oluyor bu sırada. “Mayısçığım diyor, sen eşrefi mahluksun. Bir kara teninin yapabileceğini bilhassa sen de yapabilirsin.” Kendimi telkin etmem işe yarıyor sanki. Patlayacak gibi hissetmiyorum artık. Sadece patlamış da nasıl toparlanacağını düşünen, bir yanardağ gibi hissediyorum.

Bunu için ajanda almak bir çözüm olabilir. Günü gününe, saati saatine yapılan bir program beni rahatlanır mı? Tanrı’dan rica etsem o halde? Kaderimi nakış nakış işlediği o cildi görme hakkı benden çok kimin olabilir ki? Sonra tövbe ediyorum. Cahillik, mutluluktur diyorum ve yanardağımın içine çekiliyorum.

Ben sevgilim,

Kanatları külden bir ağ olan kuşum.

Ben sevgilim,

Kayan yıldızları yakalamaya çalışırken takılıp düşen bir yavru kuşum.

Ben sevgilim,

Yanardağın içindeki Anka kuşuyum.

Bir fitil yeter cihanı kora çevirmeme,

Beni alıkoyan sükunetim, çırpınıp duran kalbimin feryadı.

Bir fitil ya da ben duyman yeterli sevgilim…

Sönmüş ve Aktif Yanardağları Koruma Kollama Derneğinden,

Mevsimsiz Mayıs.

2 COMMENTS

  1. “Beni alıkoyan sükunetim, çırpınıp duran kalbimin feryadı.”
    .
    Kalemimin umudu hiç tükenmesin, yüreğine sağlık Elif Hanım 🌹

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version