yağmur yağınca bastırıyoruz her şeyi
bu bir bakıma da şu demektir sevgilim,
mütemadiyen de olsa güzergahımızdaki tüm yollar açıktır
devir trenlerin vagonlarını
bırak giyinsin gül, hak ettiği kırmızıdan ala tonlarını
burada her şey normal hissi veriyor, aslında değil
bir yetim diş düşürüyor anasından habersiz
günahsız,
uzatmış tüylerini bırakıyor rüzgara
ardından sahile trafo düşüyor
a cancağzım hiç mi çekmiyor içi bir yerlere gitmek
bir görsen nasıl da üşüyor
sanki eğilip yerden bir şey alırcasına
kakülün düşüyor ya alnına, alnın o ki sıkıştırsın bir ağrıyı
senin de gece olunca sesin katlansın
yarışır durur seni beklemekle,
iç içe geçmiş zaman