Yılın ikinci Merkür Retro Meselesi geldi çattı. Gerçi her zaman bir mesele var arkadaş! “Bir duruşu olmalı insanın, bir bakışı, bir anlayışı, bir davası olmalı.” ACZ
Bu retro bugün İkizler burcunda gerçekleşecek ve 22 Haziran’a kadar etkisini sürdürecek. Hatta 10 Haziran İkizler burcundaki Güneş Tutulması da retro etkisinde olacak. İletişim ve bilgi temasının hâkim olduğu bu retroda eski defterler bir bir açılırken çok önemli, hatta denklem değiştirebilecek diyaloglara şahit olabileceğiz.
Merkür -İkizler- Retroları bol bol eskilerin yad edildiği dönemlerdir. Geçmişi düşünmek ve paylaşmak daha keyifli olur. Geçmişten beslenebilir biraz da bozuk plak gibi takılabiliriz. Düşünceler daha çok iç dünyamıza yönelecektir. “Ya çık gel aşkın zümrüt tepelerinden/ Ya da kır belini hasret denilen illetin” deyip durabiliriz. Bu sebeple bazen çok konuşmak isterken bazen de ciddi şekilde sessizliğe ihtiyacımız olabilir. Kendimize bu tür dinginlik boşlukları vermekte fayda var. “Ben onunla içimden konuşuyordum/ Birbirimize bakmadan denize baktık” hallerine bürünmüşüzdür bile.
Bir mesele var arkadaş! Temel taşlarını oynatmadan mümkün mü devrilmesi karanlığın? “Bize sözlerimizden çok yüreğimizden anlayan gerek.” Meselenin (s)özü bu. Hemen bir soru işareti kurdurturum aklımıza. Yolun sonuna kadar gitmeye yeter mi yüreğimiz? Hemen cevap verilmiyor değil mi(!) Ya… Ya… Yapacağınız bir şey var: “Kalbinizi yumuşatın ama iradeniz sert olsun. Kelimelerinizi yumuşatın ama nüfuzunuz kuvvetli ve derin olsun.” Sadetin medeti bizde.
Bir mesele var arkadaş! “Otur konuşalım şunu/ Bulsun kelimem kelimeni/ Eğer uyku daha aziz esirlik daha ehven değilse” Peki devamını hatırlıyor muyuz? “Bir deli akıl çırpınıyor aramızda, rızık korkusu can korkusu baş mesele” diyor okuyup geçerken geçemediğim biri. Günümüzde ve gündemde hâlâ yerini tutuyor. Dünya denilen gezegenin dahi etkiler altında lâl olmuşluğu var. Dünya susar bomba gibi, kardeş kardeşine koşar can gibi. An bu andır. İçimizden biri çıkıp da bağırıyor. “Çıplan bu dünyadan çıplan ve gövdenden.” Silksin göremez olduğumuz meselelerin sarsıntısı.
Sancılı olmak gerek arkadaş! İnsanın içinde bir şeyin sancısı, tutkusu ve arzusu olmazsa insan asla o şeye yönelmez ve gerek bu dünya veya ahiret, gerekse ticaret, yöneticilik, bilim astronomi, vs. konusunda olsun asla arzularını gerçekleştiremez. Sancımdır -sancımızdır- bir mesele. “Yine de biri çıksa karşıma, nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim.” şu sıra.
Bir mesele var arkadaş! “Ömür sevmeyi öğrenmeye yetmiyorken, nefret etmeyi hangi ara öğreniyorsunuz?” Biraz daha anne kucağı, biraz daha baba şefkati, biraz daha kardeş bölüşmesi, biraz daha çocuk gülüşleri sarmalı her şeyi. Merkür geriliyor, kafalar duruyor, insan ilişkileri yavaşlıyor, aksaklıklar çıkıyor devamlı biliyorum. Olması gereken olacaktır. Önüne geçemezsin ama güzel şeyler olması için emek harcayabilirsin. Kendinizi fazla yıpratmayın ya da başınıza gelen her negatif olayı Merkür Gerilemesine bağlamayın.
Bir mesele var arkadaş! “Hayalinden vazgeçenin başına topraklar saçılsın.” Acz emarelerini taşısak da vazgeçmeyiz bu sözden sonra. Yer ile gök arasında bir şey olur, sanırsın aklın ile kalbin arasında olur. Bu meseleyi gözde daha fazla büyütmem de şairane başladık bir kere. “Ah kardeşler gönlümün yükünü kaldıramıyorum.” dünya meselesinden kaçmaya çalışırken.
Ben de gelmiş sizlere burada “Bir Merkür Retro Meselesi” anlatıyorum.
Asıl meselemiz açık ve belli arkadaş! Yeter ki meselimiz mesele olsun.
“Ah kardeşler gönlümün yükünü kaldıramıyorum.” ..
Diyen bizim yerimize de hissedip demiş gibi değil mi? Ah ah! ❤