
Virginia M. Axline’ın kaleme aldığı Dibs: Kişiliğini Arayan Çocuk, derin bir psikoterapi sürecini ve bir çocuğun içsel yolculuğunu anlatan büyüleyici bir hikâyedir. Beş yaşındaki Dibs’in, kendisini keşfetme süreci, her okurda farklı duygular uyandıracak kadar etkileyicidir. Axline, çocukların iç dünyasına dair yazdığı bu eserde, hem onların hem de yetişkinlerin anlaması gereken birçok mesajı bir araya getiriyor.
Dibs’in Hikayesi: Bir Çocuğun Kişilik Arayışı
Dibs, başlarda içe kapanık ve kendisini ifade etmekte zorlanan bir çocuk olarak karşımıza çıkıyor. Yaşadığı zorluklar, çevresiyle olan ilişkilerinde güçlükler yaratmış; ancak zamanla bu engelleri aşmak için bir yolculuğa çıkmaya başlar. Kitap, Dibs’in psikoterapi sürecini takip ederken, onun sadece bir çocuğun yaşadığı zorluklarla değil, tüm insanlık adına evrensel bir yolculuğa çıktığını görmemize olanak tanır.
Axline, Dibs’in dünyasında gezinirken okuyucuya, çocuğun yaşadığı travmalarla nasıl baş ettiğini, onu anlamanın, kabul etmenin ve ona değer vermenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Kitap boyunca Dibs’in içsel gücünü bulma çabası, her okurun ruhunda derin bir yankı uyandıracaktır.
Düşünceler ve Duyguların Yansıması: Şefkat ve Anlayış
Kitabın arka kapağında yer alan şu ifadeler, kitabın ruhunu mükemmel bir şekilde özetler:
“Bence tüm çocukların tırmanmak için kendi tepeleri olmalı. Ve bence tüm çocukların gökyüzünde sadece kendilerine ait bir yıldızları olmalı. Ve bence tüm çocukların kendilerine ait bir ağaçları olmalı. Bence böyle olmalı…”
Dibs, beş yaşındaki bir çocuk olarak, tıpkı tüm çocuklar gibi, kendine ait bir dünya kurma arzusunu taşır. Çocukların hayal dünyasına sahip çıkmaları gerektiği görüşünü savunan Axline, bu mesajı ile okuyucuyu derinden düşündürür. Çocuklara yönelik bakış açımızı sorgulamamıza neden olur. Onlara sunduğumuz dünyada ne kadar özgürlük tanıyoruz? Kendilerine ait bir alan kurmalarına ne kadar fırsat veriyoruz? Bu sorular, kitabı okuduktan sonra insanın aklından çıkmaz.
Kendine Saygı ve Değerli Olma İhtiyacı
Kitapta geçen bir diğer önemli vurgu ise özsaygının, sevgi ve saygının önemi üzerinedir:
“Bir insanın sahip olduğu tüm özellikleriyle sevgi ve saygı görmeyi, her şeyden daha fazla istemesi olabilir miydi?”
Dibs’in yaşadığı içsel zorluklar, onun kendine olan güvenini ve özsaygısını geliştirmesini gerektiriyor. Çocukların, önce kendilerini kabul etmeyi ve sevmeyi öğrenmeleri gerektiği vurgulanıyor. Bu, sadece çocukların değil, tüm insanların yaşamlarında önemli bir yer tutması gereken bir mesajdır. Kitap, başkalarına saygı ve sevgi göstermenin önce kendine saygı duymaktan geçtiğini de hatırlatır.
Söylenemeyenler ve Yükler: İçsel Çatışmalar
Birçok yerinde çocukların yaşadıkları duygusal çatışmaları ve içsel sancılarını derinlemesine işlerken, kitap aynı zamanda, bazen söylenmeyen şeylerin nasıl bir yük haline geldiğini de ortaya koyar.
“Söyleyecek çok şey var. Ve söylenmeyecek de! Bazı şeylerin söylenmemesi daha iyidir. Ancak söylenmemiş şeyler bazen yük haline gelir.”
Çocukların ve yetişkinlerin iç dünyasında birikmiş, ifade edilmeyen duygular zamanla bir yük haline gelir. Dibs’in yaşadığı psikoterapi süreci, onun bu yüklerden kurtulmaya çalıştığı bir yolculuktur. Söylenmeyen sözlerin, gizli duyguların ve bastırılmış acıların insanın ruhunu nasıl etkilediği anlatılır.
Sanatın ve Hayal Dünyasının Gücü: Boya ve İfade Özgürlüğü
Kitabın on üçüncü bölümünde geçen şu dizeler, Dibs’in hayal gücünün ve yaratıcılığının gücünü temsil eder:
“Ah boya! Ah masmavi boya!
Ne, ah ne yapabilirsin?
Bir gökyüzünü boyayabilirsin.
Bir nehri boyayabilirsin.
Bir çiçeği boyayabilirsin.
Bir kuşu boyayabilirsin.”
Boya, Dibs’in dünyasında sadece bir araç değil, aynı zamanda duygusal bir özgürleşme alanıdır. Onun için boya, içsel dünyasını ifade etmenin, duygusal birikimlerini dışa vurmanın bir yoludur. Çocuklar için hayal dünyasının gücü, büyüleyici bir ifade biçimi ve bu ifade biçimi çocukların psikolojik iyileşme süreçlerinde önemli bir rol oynar. Dibs, boyayı bir araç olarak kullanarak kendi dünyasında huzura ulaşır.
Kapanış: İyileşme Süreci ve Kendi Kendini Anlama
Kitabın son sözlerinde Axline, Dibs’in kişilik gelişimini tamamlayıp bir insan olarak değerini fark etmeye başlaması sürecine dair son bir ders verir:
“Hepimiz deneyimlerimiz, ilişkilerimiz, düşüncelerimiz ve duygularımızın sonucunda büyüyen ve gelişen kişilikleriz. Bizler bir hayatı oluşturmaya yarayan parçaların toplamıyız.”
Dibs’in yaşadığı psikoterapi süreci, sadece bir iyileşme süreci değil, aynı zamanda bir kişinin içsel yolculuğunu anlaması, kendini tanıması ve potansiyelini keşfetmesidir. Bu kitap, her çocuğun içindeki cevheri açığa çıkarmanın, onları anlamanın ve doğru bir şekilde onlara yaklaşmanın önemini anlatır. Bu sürece dahil olduğunuzda, siz de Dibs ile birlikte iyileşir, onun yolculuğunda kendinizi bulursunuz.
Sonuç: Çocukları Anlamak İçin Bir Başlangıç
Dibs:Benliğini Arayan Çocuk, sadece bir çocuk hikâyesi değil, aynı zamanda çocukların içsel dünyasını anlamaya yönelik derin bir bakış açısı sunuyor. Kitap, okuyucuya çocukların duygusal ve psikolojik gelişimini nasıl desteklemesi gerektiği konusunda önemli mesajlar veriyor. Çocukları anlamak, onları keşfetmek ve onlara değerli bir insan olduklarını hissettirmek, tüm bireylerin hayatındaki en değerli görevlerden biridir. Bu kitabı okurken Dibs’in iyileşme sürecine tanık olmak, bir insanın büyüme yolculuğunu izlemek kadar anlamlıdır.
Her yaştan okurun derinlemesine faydalanabileceği bu eser, kendini sorgulamak ve içsel yolculuğa çıkmak isteyenler için harika bir fırsat sunuyor.
Teşekkürler kardeşim ? Bu satırları okuduktan sonra okumaya can attıgım kitaplar arasında?
beğenmeni ümit ediyorum kardeşim ?
“… önemli şeyler her şeyi unuttuktan sonra aklımızda kalanlardır…”
??