İnsan, insan dedim nedir? Dedi içinde bir hakikat gizlidir, peki o hakikatin sesini bilen duyan var mıdır?
Küçücük bedeni içinde kainatı taşıyan işte o varlık, adına insan demişler. Hani unutması olmasa, aklı ile fikri olmasa, hayırsızlığı olmasa belki de tanıyamayacağımız o varlık… Bunları bildin mi gördün mü nerede olsan tanırsın. Kalp diye taşıdığı can parçasının tam merkezindeki o nur ışığa muhtaç olduğunu bilmeyen insan. Bilse ki ruhunun güneşi, hissetse ki huzurunun tek adresi yine de sığınır mıydı zifiri karanlık gecelere. Ah dedim bin ah işittim yine yüreğimden, kendine düşman kendine hüsran ve kendine zindan olan insandır insan…
Zamanla barışık kalmayan, düne pişmanlığı, bugüne ziyanı ve yarına bilinmezliklerin evhamını teslim eden kendini kendine ipotekleyen başka kim var? Bir de cennet mekanı kalbinde taşıyanlar var.
-
PEKİ ONLAR KİM? NERDEN GELDİLER VE NEREYE GİTMEKTELER?
Doymayı, duymayı, görmeyi bilenlerden farklı olan bir tek insan bunu biliyoruz. İnsan iki türlü doyar, iki türlü duyar, iki türlü görür. Biri her canlıda bulunan nimet, diğeri insana verilen birer lütuftur. İşte o lütfun kıymetini bilip ona sahip çıkanlardır cennet mekan kalpliler.
İnsanın da elinde kalacak çok bir şey yok “yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile” ‘deki mal şuan sahip olduğunu sandığın her şeyin güzel dostum. İçine derin derin çektiğin, sonra içinde tutamayıp çaresizce geri verdiğin o nefes bile senin olamazken sana ne kalacak sanıyorsun. Bu kadar zayıf ve bu kadar acizken bunca vefasızlığı, bunca hadsizliği bir ömre sığdırmak niye?
Nedenler geçiyor neyselerin kıyısından, bu hadsiz cahil benliği tanımlamaktan çekiniyorum işte, neyse…Neyse diyoruz bütün geri dönülmez yolların sonunda, başında olsak sanki dönebilecekmişiz gibi o yoldan. Cennet mekanı kalbinde taşıyanlar gittiği her yola aydınlık, girdiği her kalbin iklimine ferahlık verir. Çünkü içindeki hakikatin sesini duyar, görür ve hisseder. Her ömrün sadakası en güzel hediyesi gibidir onlarla yola çıkmak. Adında saklı olan cennet gideceği yerinde habercisidir. Yüreğinde taşıdığı güzellik güzele olan hasletindendir, yalnız müessirinde görür en muazzam eserleri.
Şimdi söylemek bize düşmez, kimin kalbi cennet mekan kalplidir. Vicdan perdesini aralayan her gönül, içindeki hakikatin sesini elbet duyar bir gün. Ve o gün kendi hakikatini anlarda, mekanı cennet olan kalbinin sahibine sonsuz kere iltica eder. Sonsuz kere huzuru bulur…