Kilometrelerce uzaklardan geçen insanların bile gözlerini büyüleyecek kadar şehvetlidir dağın etekleri. Kuşlar baharın gelişini dağın zirvesinde kutlar. O kadar muhteşemdir ki manzarası, gökkuşağına bile heyecan verir. Ancak bütün canlılar dağın asaletine imrenirken dağ, ihtişamı dillerde olan Ay’a sevdalıdır.
Ay, birbirlerini özleyen uzaktaki iki insanın ortak noktasıdır. Bu sebepten hasret kokar. Gözlerden ırak insanlara umut kaynağıdır, özlem doludur. Gecenin zifiri karanlığında dağın eteklerinde yolunu kaybetmiş koyunlarını arayan bir çoban için gün ışığıdır. Parıltısıyla göz kamaştıran milyonlarca yıldızın arasında gece manzarasıdır gökyüzünde. Kaç şair şiirlerinde aşkına konu etmiştir Ay’ı bilinmez. Küçük bir sahil kasabasının iskelesinde sessizce ağlayan onlarca yalnızın dert ortağıdır.
Her şey bu kadar muazzam ve fevkalade iken dağ biraz da ihanet kokar. Zamansız vedalaşmaların şahididir. İlkbaharın gelişiyle tüm çiçekler çiçek açtığı için kardelen hercaiden kışın dondurucu soğuklarda sadece ikisinin çiçek açmasını ister ve anlaşırlar. Fakat bir sonraki yıl karlar altındaki toprağı delip çıkmasına rağmen bembeyaz karlar altında rengarenk sevgilisini bulamaz kardelen. Ümidini de kaybedince dondurucu soğuğa dayanamaz ve ölür.
Sevgilisinin ihanetine uğramış Kardelen’in Hercai’yi aradığı yerdir dağın dorukları…
(kardelen çiçeği efsanesinde kardelen erkek, hercai dişi çiçeğe verilen isimdir)