Yusuf ördü bu çorapları kendi başına. Yazacağım ben dedi, saçmalama senin bir tecrüben yok, bilgin yok dediysek de dinletemedik. Delidir Yusuf. Aklına koydu mu yapar. Zaten ismi de buradan geliyor. Delilik tabii ya bin hayale, bir umutla koştu. Yazdıklarını bize sattı bir süre, sonra biz yolunu kestik bunun. Rızkımızı ona yediremezdik ki. E dostluk da bir yere kadar. Hem yaptık biz yapacağımızı, kıytırık bir yazısına bira ısmarladığımız çok olmuştur. Alkole-sigaraya bu kadar karşı iken, nasıl böyle birden tiryaki olduğunu bilmiyoruz biz o zamanlar tabii. Neyse bir gün elinde bir kitap ile geldi. Kendi kitabıymış, hikayelerini buraya yazmış beyefendi. İşten çıkmıştı ve geçinemiyordu haliyle parayı nereden bulduğunu sorduk. Bir arkadaşından borç almış sigarayı alkolü azaltıp kitapları satarak yavaş yavaş ödeyecekmiş. Sonra öğrendik çok para almış tefeciden. Ucuza kapatabileceği bir olaya çok para harcamış. Kandırmışlar onu editörlere de para yedirmiş. Birkaç ay sonra yüzü gözü kan içinde bulduk bunu. Anlattı dolaşmış köşe bucak, kimse almamış kitabını. Azarlayanlar, kızanlar, dalga geçenler olmuş. Bizim salağa bir dal sigara verip kitabı alanlar olmuş hatta kitabı alıp para vermeyenler dahi olmuş. Yani senin anlayacağın bir kitap küçüktür bir dal sigaradan. Satamamış kitabı hiç. Satamayınca içmiş, içince batmış ve batınca da yazmış.
Beter olmuştu. Saçı sakalı uzamış, kıyafetlerde kayboluyordu. Sonra bir ara gerçekten kayboldu. Tefeciler almış bunu tırnaklarını çekmişler, bir güzel hırpalamışlar. Sahile çıkan yolun oradaki bankta bulduk bunu, baygındı su verip yüzünü yıkayıp ayılttık. Aç bırakmışlar karnını doyurduk. Yemek yerken anlattı bize olanları. Onun sesi, bizim içimiz titredi. Sonra bizde kalmak istedi, istedi ama korktuk haklı olarak ve kabul etmedik tabii. Sonraları duyduk bir camide işe girmiş helaya bakıyormuş içki parası çıksın diye. İçtiğini öğrenince postalamışlar bunu. Yine sokaklara düşmüştü. Sigarasızlıktan kudururken elindeki tek umudu da yitirmek üzereymiş. Yarışmada birinci olunca öğrendik biz. Alkole de sigaraya da büfedeki sürtük yüzünden başlamış, onu görebilmek içinmiş her şey. Her şarapta bir bakış, her sigarada bir bakış derken kaptırmış kendini bu zilliye. Hep onu yazıyormuş, e biz de okumadığımız için bilmiyorduk tabii. Parası bitince ve bir şeyler alamayınca kız bakmamış artık bunun yüzüne. Sokaklarda perişan halde dal sigara satan bir yer ararken görmüş o yarışma afişini. Bir ev kirası, bir rakı parası kazanırım umudu ile katılmış yarışmaya bizim eksik. Hep aşk hikâyesi yazan Yusuf, bu defa ayrılığı anlatmış. Bu defa ayrılmış aşktan. Acıyı anlatmış, çektiği sancıyı anlatmış ve yarışmada sürpriz bir şekilde birinci olup ödülü almış. O bile farkında değilmiş kazandıklarının. İçebileceği için mutlu olmuş sadece, sonradan farkına varmış durumun; sokaklarda tanınınca, şiirleri, hikâyeleri sağda solda dolaşınca uyanmış bizimki. Şimdilerde adını geçmişten, başarısını acılardan alan o meşhur Eksik Dergi’nin sahibi.
Duygulandım yaa çok güzel ellerine sağlık ❤
Bir hikaye ancak bu kadar içtenlikle anlatılabilirdi okurken bir anda yusufu gördüm adeta mükemmel ❤️❤️
Harika, bayıldımm ?