Yalnızca yağmurları giydiğimden olsa gerek
Pek bir hafiflik var üstümde.
Daktilomu sormayın
Paramparça olacak bir anı gibi
-ağırlıktan-
Gitgide derinleşen bir sessizlik
İçerisinde çoğalan düşsel masalar
-ve daktilom-
Daha kaç harf doğurabilir
Beyaz, gürültülü kağıtlara bağdaş kuran!
“Oysa,
Her şey boşuna
Kim,
Kimi bulabilir ki?”*
Diye haykıran içimizdeki sokaklara inat
Döküyor yapraklarını daktilom,
Her geçen gün biraz daha fazla
Ve bir bir gönderiyor
Adresi hayalden dünyalara..
İnsan sakladıklarıyla insansa
Ve daktilom
Döktüğü yapraklarla
Daktilo..
Bir gün, artık dökecek
Yaprağı kalmadığında;
Çünkü çokça yaşam
Beraberinde bir ölümü getiriyorsa
Ve aslında asıl eksik olanın
Ruhu olduğunu biliyorsa,
Sahi, bilmek yetiyor mu
Olamadıktan sonra?
(*Hasan Ali Toptaş – Ölü Zaman Gezginleri)
Daktilo seven ve kullanan biri olarak okuyunca şiirle daha güzel empati kurabildim, geçti. Kaleminize sağlık, kaliteli.
Çok teşekkür ederim, yorumlarınız çok kıymetli.