Ertelemek Bir Hastalık Mı? – Zeigarnik Etkisi

Siz de sınava son gün çalışanlardan mısınız? Yetiştirmeniz gereken bir iş var ama siz daha çok süreniz olduğunu mu düşünüyorsunuz? İç sesiniz en çok “Nasıl olsa yetişir”, “Daha vakit var”, “Yarın sabah yaparım”, “Akşama daha iyi olur” gibi cümleler mi kuruyor? Üzülerek söylemeliyim ki hasta olabilirsiniz. Hastalığınızın adı Erteleme Hastalığı.

Procrastination: Erteleme Hastalığı

Gününden faydalan, yarına güvenme.
Horace Mann

Her insanın farklı dönemlerde yaşadığı yoğunlukları olur. Bu yoğunluklar esnasında yetişmesi gereken bazı işleri erteleyebiliriz. Ancak hayatın rutinini oluşturan günlük işleri ve yetişmesi acil olan işleri sık sık ertelemek bu kadar masum bir tesadüf değildir.

Sık sık erteleme hastalığı olarak bilinen “Procrastination” kişinin yetiştirmesi gereken işleri ertelemesi, ötelemesi ya da yapmaktan kaçınması olarak tanımlanır. Aslında bu bir hastalık değil psikolojik bir rahatsızlığın belirtisidir.

Aslına bakarsanız; herkesin çevresinde sık sık karşılaşabileceği bu belirtinin temelinde erteleme ile beraber bir türlü başlayamama sıkıntısı yatar. Normal boyutlarda bir erteleme ya da öteleme göz ardı edilebilir ancak hayatın olağan akışına etki eden bu şekli insanların sosyal hayatında yalnızlaşmasına, iş hayatında sıkıntı çekmesine neden olur. Bu sebeple procrastination boyutuna ulaşmış bir erteleme, öteleme alışkanlığı göz ardı edilmemelidir.

Erteleme Hastalığı Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir?

İnsanların yaklaşık yüzde yirmisinin kapıldığı bu hastalık birçok bilim insanının araştırmasına konu olmuştur. Üzerine çok çalışma yapılan erteleme hastalığı nedenleri konusunda fikir ayrılıklarına yol açmıştır. Bu hastalığın aile temelli olduğunu düşünenler olduğu gibi dönemsel değişikliklerin de erteleme hastalığına neden olabileceği ortaya konmuştur.

Psikolojik rahatsızlıkların birçoğu farklı insanlarda farklı nedenler ile ortaya çıkıp ortak sorunlar ve sonuçlar doğurabiliyor. Erteleme hastalığı da daha çok plansız kişilerde, mükemmeliyetçi bireylerde, kaygı bozukluğu yaşayanlarda görülmektedir.

Ertelemenin nedenleri

Bu yazıyı okuyanlar eminim kendinde bu hastalıktan emareler aramaya başlayacaktır. Ancak bu hastalığın kendisi bir belirti ve psikolojik temelli olduğu için virüs kaynaklı bir hastalık gibi net belirtiler sayamayız. Genel olarak; rutin işlerin hayatı olumsuz etkileyecek düzeyde sık ertelenmesi, sınava çalışmak, ödevi yetiştirmek gibi yapılması gerekenlerin akademik seviyeyi etkileyecek kadar ertelenmesi ilk akla gelen belirtilerdir. Bunun yanında iş hayatındaki ertelemeden doğan aksaklıkları, sosyal hayatınızdaki ertelemeden kaynaklanan olumsuzlukları, mükemmel koşulları bekleyerek bir türlü başlayamadığınız her işi erteleme hastalığı belirtisi olarak görebilirsiniz.

Erteleme Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Psikolojik problemlerin çözümü sorunu kabul etmekle başlar. Ertelemeyi alışkanlık haline getiren biri bunun olumsuzluklarından kurtulmak için öncelikle bunun zararlı olduğunu kabul etmelidir. Sonrasında belirtilerin düzeyine göre yapılması gereken ilk iş profesyonel yardım almaktır.

Erteleme hastalığının belirtileri tüm yaşamını sarmadan fark eden biri kendi nedenlerini tespit ederek iyileşmeye başlayabilir. Kişinin konsantrasyonunu bozan etmenler nelerse öncelikle bunları daha az etkili hale getirmek için çalışabilir. Konsantrasyon problemini çözen kişi hala istediği şekilde başlayamıyorsa iş bölümü onun için en faydalı yöntem olacaktır. Bir işi doğru planlamak iş yükünü büyük ölçüde azaltır.

Bu basit yöntemler yaşam tarzındaki; spor alışkanlığı, okuma alışkanlığı, sağlıklı beslenme gibi küçük ama etkili değişiklikler ile beslendiğinde ertelemenin aklınızdan çıkıp gittiğini göreceksiniz.

Erteledikçe İşlerin Aklımızdan Çıkmaması: Zeigarnik Etkisi

Erteleme hastalığı insanı sadece tanımını yaptığımız şekilde etkilemez. Ertelenen her iş belleğimizde daha fazla yer eder ve durmadan düşüncelerimizi meşgul eder. Erteleyip yapmadığımızı düşündüğümüz işler bu sebeple o esnada yaptığımız başka işleri de olumsuz etkiler. İşte; halk arasında vicdan azabı diyebileceğimiz bu etkinin adı Zeigarnik etkisi’dir.

Zeigarnik etkisi, ertelenmiş, tamamlanmamış, yarım kalmış işlerin hafızamızda tamamlananlardan daha fazla yer kaplamasını anlatan psikolojik bir terimdir. Ayrıldığınız sevgilinizi unutamamanız, yapmadığınız ödev yüzünden uykunuzun kaçması, yıllar önce kesilen sözünüzü hatırlamanız zeigarnik etkisi yüzünden olabilir mi?

Zeigarnik etkisi; 1901 yılında doğan Rus psikolog Bluma Wulfovna Zeigarnik tarafından tanımlanmıştır. 1920’li yıllarda kavramsal hale getirilen bu psikolojik etkinin keşfedilmesi çok enteresan bir olaya dayanmaktadır.

Psikoloji Bilimine Katkı Sağlayan Garsonlar

Bluma Wulfovna Zeigarnik’in, 1920’lerin başlarında, Berlin’de gittiği bir yemekte garsonlar dikkatini çekti. Masalardan aldığı siparişleri bir kâğıda not almayan garson siparişleri aklında tutuyordu. Bundan sonrası Zeigarnik için daha ilgi çekiciydi. Garson aldığı siparişi teslim edene kadar unutmayıp karıştırmıyordu. Ancak siparişi eksiksiz bir şekilde teslim ettikten sonra aklından tamamen çıkarıyordu. Zeigarnik, dikkatini çeken bu olay üzerine yönelip daha derin araştırmalara daldı.

Bluma Zeigarnik, çeşitli deney ve testler ile insanların yarıda kesilen işleri, tamamlananlara oranla %90 daha fazla hatırladıklarını ortaya koydu. Psikolojiye kazandırdığı bu kavram kendi ismi ile anılıyor. Günümüzde birçok alanda sektörün faydasına olacak şekilde bu etki kullanılmaktadır.

Erteleme Hastalığı’nın Zeigarnik Etkisi ile Çözümü

Farklı alanlarda kullanılan Zeigarnik etkisi tanımlandığı psikoloji biliminde de kullanılmaktadır. Bu etki en genel tanımıyla; yapılması gereken bir işe başlayan kişinin onu tamamlamak istemesiyle aklından çıkaramamasıdır. Bitme süreci bir şekilde engellenen iş zihni gererek stres seviyesini yükseltir. Bu şekilde zihni geren işin bellekte geniş yer tuttuğu görülmektedir. Zihinde geniş yer kaplayan bu alan, bilginin daha taze ve daha uzun bellekte kalmasını sağlamaktadır.

Yukarıda anlattığımız gibi erteleme hastalığının temelinde bir türlü başlayamama yatmaktadır. Bu sebeple erteleme hastalığının çözümünde ilk basamak başlamaktır. Bir şekilde başlanan iş bizi Zeigarnik etkisi ile baş başa bırakacaktır. Başlanan işin bitirilmesi için zihinde başlayan stres süreci bizi ertelemekten uzaklaştırıp bir an önce sonuca ulaşmak için motive edecektir.

Başlamak Ertelemenin En Büyük Düşmanıdır

Alışkanlık haline gelen erteleme bilim insanları tarafından ismi konmasa da bir hastalık gibi sarar yaşamımızı. Her yere, her şeye ve herkese geç kalmaya başlarız. Bugünün işini yarına bırakma diyen atalarımız bu sözü söylerken muhtemelen ertelemeyi bir hastalık olarak görmüyorlardı. Sonuç olarak hayata ve kendimize geç kalmamamız için bir yerden başlamamız gerekiyor.

Binlerce kilometrelik bir yolculuk tek bir adımla başlar.
Lao Tzu

Bonus Bölüm 🙂

Enes Akil AKBALIK

4 COMMENTS

  1. Rahatlıkla ertelediğimiz; belki 5 dakikamızı alacak işleri, son ana bırakınca gereksiz strese de giriyoruz aslında. İşin yapılma anına kadar “yetişir mi?” stresi, yaparken de “madem bu kadar kolaydı niye daha önce yapmadım” pişmanlığı geliyor çoğu zaman.
    Çok güzel bir yazı olmuş, kaleminize sağlık.

  2. Bu yazıyı kesinlikle okumayı ertelememeliyim diyerek okudum kalemine sağlık beyninde yeni kıvılcımlar oluştu

  3. Çok güzel bir bilgilendirme olmuş sonunun rahatlama sağlayacağını bildiğimiz lakin başlayamadıgımız bir çok adıma cesaret oldu teşekkürler, kaleminize sağlık yenilerini sabırsızlıkla bekliyoruz…

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version