Hayatı askıya aldığımda başladı felaket.
Gayri ihtiyarı bir kimse gibi her sofraya dadandım.
Kalbim aç bir çocuğa benzerdi,
yaşamadığım kalmasın istedim.
Her tadın altında dilim dolaşırdı,
ister ve istenmek isterdim.
Gönül sazı çalmak bilmezdi ruhumda,
çalsın ve sussun isterdim içimde ki
çalsın ve dursun isterdim zaman ekseninde ki.
Adını koyamadığım bir sürü histi,
daha fazlasını hissetmek elimden gelmedi.
Kuyruğunu kıstırmış insandım ben.
Her çiçeğe ayrı ayrı konmak isterken,
hayatın çelmesine yenik düştüm.
Bir kız çocuk olup gülümsemek,
bir anne olup baş okşamak,
bir sevgili olup ruh okşamak isterdim.
Bitmeyen arzulara sahiptim ben,
benliğimden götürülenlere ithafen;
hep yeniden doğmak kaosa doğru.
Gözümü kapatıp görmediğim gerçeğe yürümek istemedim,
gözümü kapattıysam görmem sandım.
Her kirpik birleşiminde karşımdakini yok saydım.
Tuttular ellerimden,
Göz kapaklarımı yırtarcasına açtı her biri.
Gör ve üzül haline!
dediler.
Kör olmak istedim.
Bir dünya güzelliğe karşı,
sevdiklerime ağma olmak istedim.
Gör ve silkelen!
dediler hep birlikte.
Senin kim olduğunu öğren!
dediler.
İşte o an kulaklarım kesilsin istedim.
Tüm sağırlara hainlik edip,
ezgileri reddetmeyi göze aldım
ve seslere sağır olmak istedim.
Gör ve konuş!
dediler hep birlikte.
Nasıl acizsin!
Nasıl kötüsün!
Gör ve konuş!
Nasıl bir soydan geliyorsun
ve nereye gidiyorsun sen?
dediler.
Bu kibirin neye?
Bu öfken kime?
dediler.
Kalbinde hiç mi iyi kalmadı?
Konuş!
O an dilim kesilsin,ses tellerim yırtılsın istedim.
Ben anlatmak nedir bilmem demek istedim.
Tüm jiletleri yutmak istedim.
O an her göz acıdı bana
ve her kalp acizliğimi vurdu yüzüme.
Bütün suretler buruştu önümde.
Takatsiz bedenime ağır geldi söylenen.
Yığıldı bir dehlizin içine.
İşte sen busun!
dediler.
Kim olduğunu gör!
Kim olduğuna kulak ver!
Kim olduğunu anlat ve kim olmadığını anla!
İşte şimdi tüm dilleri kesmek istedim.
Kulaklar bana sağır olsun.
Tüm gözler körlüğe mahkum olsun.
ve ben acının bu kadar gerçek,
gerçeğin bu kadar acı olduğunu
senden öğrendim.