Bilmiyorum bunu kaç mil uzaklıktan yazıyorum. Uzaklık, kalbi olup da kullanmayanların çırpınış sesidir. Önem arz ettiği vakitte bulamamak, bir gerçekliktir. Bununla muhabbet edilmez miydi, yoksa kalbi büyütmek için söylediğim sözün bir hükmü yok muydu? Geceler gündüzleri, gündüzler geceleri ve devirler, asırları kovalar durur. Çaresizce dolandığım bu toprakta akşam olur doğrusu aya doğru yürümek istiyorum. Ayaklarım, toprağın gülüşünü özlesin. Kelimelerin bir önem arz etmediği bu coğrafya da, geçici ve bitimli bu dünya hayatına insan aldanmıştır. Bir kalbi büyütmek, yaşanacak daha çok şeyin olduğunun bilincindedir. Ne dünya malı kurtardı ne de dünya aşkı… Hepsi benim isteklerimin yaban kuşlarıydı.
Bir limandayım ve karabatakların suya dalışlarını seyrediyorum. Mavi ve beyaz evlerin varlığıyla keyif buluyorum. Uzun ve ince bir yaşantımız var. Etrafı dinlerken gözlerim uzaklığa göç ediyor. Martılar havada suya konuşuyor. Bense, bir parça simit parçasıyla yunan müziklerine doğru savruluyorum. Gelecekten bahsediyorum bugün. Geçti artık bu kafaya takma sanatı… Örselendi kalbim. Yüreğim dedim aslında aynı şey değildi. Yürek kalbin yuvasıydı ve biz hep kalp ve yüreği anlamda kullanıyorduk.
Kalbim İçin!
Bambaşka bir hayat mümkündü. Dün, bugün ve yarın çeşitli karakterler tarafından bekleniyordum. Eğer şimdiye kadar yanına gelmediysem “ özür dilerim” çünkü benim daha kalbini tanıma fırsatım olmadı. İnsan, sevmeyi de bilir üzmeyi de… Yaşa benimle, derken mutlu etmez düşündürür ama beraber şurada “çay içelim mi?” derse mutlu eder kalbimizi.
Kalbimi kırma ne olur. Ben bazı şeyleri istemeden yaptım. Doğrusu ne bilemedim. Ben sana nasıl davranacağımı idrak edemedim. Çünkü yaşamayı bilmiyorsun. Sana gelirken, korkuyorum, üzülüyorum, endişe duyuyorum. Anlasana yaşadığımı hissetmiyorum. Bir yerden gelmedik buraya sadece geçerken uğradık. Yanlış anlama insanım ben. Bu yüzden söylüyorum virgüller koyarak… Bir kalp ile yaşamak zordur. Vicdanı olan bir kalp her zaman böyle hisseder. Yargılamadan önce dinliyorum ve gerekeni dinledikten sonra yapıyorum. Senin konuştuğunu duymuyorum çünkü seni değil, kalbini dinliyorum o daha güzel konuşuyor kırmadan, üzmeden, yormadan ve “ seni seviyorum” diyerek…
Gelecek İçin!
Bak ne güzel böyle. Kalp duygusaldır her şeyi neden kalbine gönderiyorsun. Bak etrafta deniz, güneş ve rengârenk balonlar var… Bir kez daha anladım ki, seviyorum, özlüyorum, yaşıyorum, okuyorum, dinliyorum, ressamın emeğine de yazarın emeğine de saygı duyuyorum. Dünyada herkes birileri öğrensin, yaşasın, dinlesin ve ibret alsın diye uğraşıyor. Kalbini olur olmadık şeyler için üzme. İnsan kalbi büyürken çok kırılır ve korunmaya her zaman ihtiyaç duyar. Bu yüzden kendine ve kalbine iyi bakmayı unutma!
Sensiz geçen zamanlarım zor oluyordu. Bu vakte gelinceye kadar hiç kimsenin beni sevmediğini düşünüyordum. Kitabın sonunda öğrendim ki, insanlar beni sevmese de kalbim beni seviyormuş. O yüzden kalbini sevmeyi öğrenmeyi hatırla!