uymayayım diyorum ama
“seviyorsan git konuş” diye
yorgun bir at geziniyor damarlarımda
en son ektiğin karanfil taşmış saksısından
bir muhabbet kuşu takılmış radara
bir tarafı yatık geminin sudan kaldırılacağı günü beklemek gibi
seni beklemek de öyle alelade
biz beraber gülerken sığmışız kadraja
yazı arkadaş
kışı yamyam bilmişiz
tren tünele girince öküz gibi ağlamışız
denizin üstünde gezdirdiğimiz ayaklarımız ölmedi şahittir,
ayak basmıştık batık gemilerin
güvertesine
hayat bir yerde dudaklarını uzatmış fakat çekiniyor, sanki dişsiz
o sıra görür gibi oluyorum seni
ellerini uzatmışsın,
boynu uzun naz’dan tutulmuş karanfillerin içinde