Şehirleri geçtim, şiirleri geçtim.
Seninle yıkık bir kentin kapısından el ele girdim.
Sen yıkık kentin içinde meçhul azize
Yıllardır aşk girmemiş kalbine.
Kapısından girdiğim seninle, bir mabed.
İçinde yaşadığımız her şey aşka ibadet.
Zamanın ve mekanın çok ötesinde,
Ücra bir köşede,
Dudakların dudaklarıma değdiğinde,
Ellerim bedeninde,
Adını tekrarladım içimden üç kere aşk diye.
Yaşanmış her şey seninle, gündüzden geceye
Yıldız yıldız parlıyor gökyüzünde.
Sen, sağ omzunda güneşi, solunda geceyi gizleyen
Sen benim yarım aklımı başımdan alan
Dudağının üzerinde, ben değil mi duran?
Geceyle gündüzün arasında ben değil miyim arafta kalan
Hani bir leyla vardı mecnunu çöllere atan.
Benim için de sen varsın içimde çölü taşıtan.
Sevginle yağmur olup yağsan
Gülüşünle güneş açıp doğsan
Aşk olur işte o zaman adına en çok yakışan.